Sınırları korumak eskiden bu coğrafyada çok zorken gelisen teknoloji sayesinde oldukça kolaydir. Duvarlar, drone lar, elektrikli teller, termal kameralar, gözlem noktaları... Seçenek bol. Paraya bakar.
bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip "bu benimdir" diyen ve ona inanacak denli saf başkalarını bulan ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu oldu. kazıkları sökerek ya da hendeği doldurarak başkalarına, "bu düzenbazı dinlemeye son verin, meyvaların herkese ait olduğunu ve toprağın hiç kimseye ait olmadığını unutursanız bittiniz demektir" diye bağıracak biri, insan soyunu suçlardan, savaşlardan, cinayetlerden, sefilliklerden ve dehşetlerden kurtarırdı.
Dur ! Daima kendine dediğin bu kelime. işte sınırın. Hayallerinde bile en uzak noktayı yaratamazsın. Örneğin utandığın,yasak belirlenmiş olgular. Ailenden birisiyle ilişkiye girdiğini hayal edebilir misin ?
Dur ! Yapmalısın çünkü "neden" sorusunu sormak korkunç. neden inanıyorsun gökteki adama ? Korku. insanı yöneten en büyük duygu. Yok olmaktan ve unutulmaktan korkmak. Acı çekmekten, yalnız kalmaktan, sevilmemekten...
kişilerin soyut sınırları çok daha etkileyici, önemli ve özelliklidir. bireylerin çevresinde görmediğimiz ancak yaklaştıkça hissettiğimiz çapları farklılıklar gösteren halka gibi sınırlar mevcuttur. işte bunlar algının ve saygının kalitesini ortaya çıkartır.
2008 yılında kurulmuş ilk stüdyo albümüne hazırlanan gruptur. kendilerinden çok ümitliyim yakın zamanda baya ses getirmelerini bekliyorum kelebek adlı şarkılarına fena halde takılmış durumdayım bu sıralarda tek şarkıyla ünlü olan gruplar
arasına girmesinden de endişelnmiyo değilim açıkçası.
-biz yazlık evin, sahilde olması bile gerekmez. Ama en iyileri öyledir. Hepimiz sınırlarda toplanmaktan hoşlanırız.
-gerçekten mi?
-karın suyla buluştuğu sınırda. toprağın havayla buluştuğu çizgide. vücudun beyinle buluştuğu noktada. uzayın zamanla karşılaştığı yerde. bir tarafta olup diğer tarafa bakmayı severiz.
bazen bizi zorlayan, genelde bizim onu zorladığımız, hep varolan ama hiç görünmeyen dokunulamayan, zaman zaman geçilen, geçildiği zamanlarda ağır bedeller ödettirebilen, kıldan ince kılıçtan keskin, her şeyin sonu, her sonun başlangıcı olan, bizim hayatımızı bizden gizli belirleyen, bizi de o kalıba uyduran noktaların oluşturduğu doğrulardır.
ps: bu doğrular bazen eğilirler bazen de doğru değil yalandırlar zaten.
bir istegin gerceklestirilmesi icin gereken durum kontrolunun 51% diger kisilerin elinde olmasi sonucunda; hedefi tutturma oraninin ve istek basari olasiliginin azalmasiyla kiside olusan gerginlik, ani dusunce dalgalanmalari gibi istikrarsiz ve sert hareketler butunudur. asiri yogunlukta titretebilir, aglatabilir. atlatildigindaysa, hafif halsizlik ile birlikte uzerinizdekilerin bir anlik bol geldigi hissi yaratir, bir sure sonra beden rahatlar.
TANRININ UNUTTUĞU BiR YERDEYiM
DiRENCiM YOK, RUHUMDAN iÇERDEYiM
UYANDIM
DERiN DÜŞLERDEN
ÖLÜMDEN DAHA BETER, SINIRLI HAYALLERDEN
HER UYANIŞTA AYRI ÇÖZÜMLER ÜRETTiYSEMDE
HEP AYNI ZiNCiRLE SARIP UYUTTULAR
BAŞLARKEN YENi BiR GÜN DAHA
SINIRLARIM YiNE DÖRT DUVAR
iŞKENCE BANA BU KORKULAR
KARARLIYIM BU KEZ YENMEYE
TANRIYSAN, GEL YARDIM ET
DÜŞLERLE YENi BiR SEN DAHA YARATTIM
HAYATA SIĞMAYAN