bir de öğretmen açısından bakılması gereken durumdur. öğretmenin tecrübesi o anki tepkisini belirleyecektir. bazıları tutamaz dalar, bazıları küfürden daha ağır şeyler söylerek öğrenciyi rezil eder.
Aşşağılık, insanlıktan nasipsiz ve beyinsiz türlerin işi. Bir tarafta "bana bir harf öğreteninin 40 yıl kölesi olurum" kültüründen geleceksin, öteki taraftan bunun tam zıttı davranışı sergileyeceksin. Bu türlerin ne vatana ne millete ne insanlığa faydası olur. Derhal, belediyeye haber verilip itlaf edilesi canlılardır.
iç ses ile edilirse sorun teşkil etmeyecek davranıştır.
-öğretmen dediğin çifte standart uygularsa ben ona öğretmen demem arkadaş. suat hocayı saygıyla anıyorum burda. yauğşak.-
Mutlaka sahitlerine bir ogretmenin kufuru kolay kolay haketmeyecegini ispatlamis eylemdir, lisede gorulmesi ihtimali kucuk yaslara oranla daha yuksektir. 21. yuzyildayiz sozluk, ogretmen-ogrenci arasinda gecen cetin savasa, ve bireylerin 12 yillik egitim sureclerine farkli bir aciyla bakilmasi gerekmekte.
Bu durumun aldigi mevcut hale iliskin gelinen nokta ogretmen ve ogrencilerin karsilikli istismarlarinin bir sonucu olmakla beraber ogrencinin gelisim evresinin bu basamagi geregince ogretmenin yeterliligini siniyor olusu ve ogretmen profilinin "idol" olmaktan cikisi haritanin cizgilerini sekillendiriyor.
Simdi, sadece buyuk sehirlerde degil, Turkiye'nin dort bir yaninda ogrenciye ve bu 12 yillik surece bir ayna tutalim:
Devlet memurlarini isten cikarmanin cok zor, hatta neredeyse imkansiz, oldugu bu ulkede "sira dayagi" basta olmak uzere pek cok fiziksel ve psikolojik siddet unsuru, birer egitim araci olarak gorulmektedir. Daha da uzucu olan bunun yalnizca okul idaresi ve okul personeli degil, kulturel bir takim gerekcelerden oturu "aileler" tarafindan da makul karsilanmasidir. Okula terbiye edilmek icin gonderilen ogrenci icin ogretmen, ana baba yarisidir; gerekirse dover de. Saclarina jole suren ogrencilerin pek cok okulda kisin baslarini tuvalet muslugu altinda yikamak zorunda birakilmalari buna bir ornektir. Halbuki engel olamayacaklari gibi ogrencinin ortaokul caglarinda yine diger bireylerden farkini ortaya koyma, ihtiyaclari ortaokulda daha belirgin bicimde kendini gosterecektir. Her birey guzel/yakisikli/havali oldugunu hissetmek ve hissettirmek isteyecektir. Bedeli ogrenci icin daha agir olacak, zaten yukseltilmesi sistemde hicbir zaman amaclanmamis olan ozsaygisi daha da orselenecektir. Bu trajedinin temel sebeplerinden olan ogretmenlerin calisma kosullari, beraberinde icinde bulunduklari psikoloji ve sorunlarin cozumlerine iliskin yeterince tesvigin olmamasi da goz ardi edilmemelidir tabi.
Ilkokulda birey olmanin asilanmadigi, "ben" olmanin ogretilmedigi ergenler, bagimli bir "biz" anlayisi sekillendirmektedirler. Ogrenme bozuklugu olanlarin modern olarak nitelendirilen bu cagda digerlerine oranla daha fazla dayakla sozde terbiye edilirlerken, ruhen saglikli olanlarin bunu korumalari oldukca zor olmakta.
Bu bireyler liseye geldiklerinde liseden sonra egitim hayatlarina daha iyi kosullarda devam edebilmek icin dershaneye gitmeyi tercih ediyorlar. Bu, ogretmenlerin cogunun gorevlerini istismar etmelerine neden oluyor: kisir dongu. Pek cok okulda dersler islenmiyor, okula gelme eylemi boylelikle amacini yitiriyor (bkz: salla basi al maasi). Icinde bulunan kos kocaman boslugu ortadan kaldirmak icin de "koyun gutme" uslubu her seferinde devreye giriyor, ogrenciler kilik kiyafet kontrolunden gecirildiklerinde detaylara iliskin rencide edilmek istense de, cogu bunu umursamayacak kadar güclü bir psikolojiye sahip artik. Iste bu sozluk, tam anlamiyla balyoz sendromu dur. Zira her birey kendini bilmeli ve deneyimlemelidir.
Simdi bu kuvvetli** yaptirimlar asla we asla ogretmene kufredilmesi ya da öğretmen dövmek suclarina verilen esasli disiplin cezalarini, uzaklastirma ve atilma dahil, kapsamiyor. Tum bu yukarida belirttiklerim isigindan sonuc olarak ellerimizi acip, ögrencilerin ögretmenlere olan hal tavirlarini etik bir cizgide muhafaza etmeleri icin dua edemeyiz. Tam tersi ogretmenler icin de gecerlidir.
tükenmiş bir toplumun içinde saygı ve sevgiden yoksun yetişen genç nesillerin gerçeğidir.öğretmene küfür etmek normal bir davranış gibi karşılanıp başlığı bile atılmıştır.