Benim en sevmediğim tek öğretmenimdir. Sınıfta herkesi yalakalık derecesine göre ayrıma tabii tutardı. Bazı öğrencilerin velileri bu kişiye hediye yaparlardı ya da satın alırlardı.
Benim annem çalışan bir kadın olduğu için hiçbir zaman böyle yalakalıkvari boş işlerle uğraşacak vakti olmadı.
Dolayısıyla ben ayrıcalıklılardan biri değildim.
(Ayrıca her yıl para toplayıp altın bilezik alma olayımızı da hiç anlayamamışımdır.)
ilkokul ikinci sınıftayken etüt öğretmenimle beraber sınıf öğretmenime şiir yazdık. Renkli mukavaalarla süsledik. Çok da güzel olmuştu. Emek vermiştik, özenmiştik.
Ertesi gün götürdüğümde öğretmen panoya bile asmadı.
Aynı şiiri ayrıcalıklı öğrencisi düz kağıda kurşun kalemle eciş bücüş bir yazıyla yazmıştı onu astı.
işte tam olarak o zaman bitti gözümde. çocuk aklımla, daha ikinci sınıfta yalakalığın statükosuyla tanıştığımda.
Sonra da hiç sevemedim kendisini.
Aradan yıllar geçti, üniversiteye giriş yılımda arayıp ne yaptığımı, kazanıp kazanmadığımı sordu tanımamazlıktan geldim ve suratına kapattım telefonu.
Üzerimde en çok etkisi olan öğretmenlerim ortaokuldaydı. O zamanlar müzik cdlerimizi takas ederdik, geziye seyahat ederdik, kimi zaman kitabını, kimi zaman yabancı gazeteleri getirirdi okumam için bazı branş öğretmenlerim. Tıpkı büyük bir insan gibi hissederdim o zaman kendimi. Bugün de o zamanki gibi abla kız ilişkilerimiz devam eder, sinemaya gideriz, bazen kahve içeriz ama sınıf öğretmenim gibi çıkar ilişkisine bakan hiçbir insanla en ufak bir bağım olamadı ikinci sınıftan beri.
eğitim sisteminin aileden sonraki en önemli basamağıdır ve çocuklarda kalıcı izler bırakacak kesim sınıf öğretmenleridir. Buna rağmen, öğrencilere okuma-yazma öğrettikleri zaman görevlerinin sona erdiğine inanan büyük bir çoğunluğa sahip oldukları için öğrencilerin hayat görüşünü olumlu yönde değiştirip onların ufkunu genişletecek etkinlikler yapmaktan kaçınırlar yahut üşenirler demek daha doğru olur. belki üniversitede aldıkları eğitim belki de geleneksel sınıf öğretmeni profilinin dayattığı şeylerden dolayı kendilerini geliştirme konusunda gerçekten de yetersiz kalmış bir zümredir. kısıtlı bilgi birikimine sahip ve dünya görüşü oldukça dar olan sınıf öğretmeni sayısı diğer branşlara nazaran azımsanmayacak orandadır ne yazık ki. kendi geçmişimizi ve okul yıllarımızı düşündüğümüzde daha kolay idrak edebiliriz bahsettiğim şeyleri.