bir okuldaki sınıfın, öğretmenden sonra ki en yetkili kişisi. vay be isimdeki havaya bak. swh. eğitim hayatımda bi kere ilkokulda yarım dönem yapmıştım.
birde bunların yaka kartları olurdu. kitaplık kolu, tiyatro kolu, sağlık kolu, spor kolu vs gibi... tabi ki en afilli olanı sınıf başkanın ki olurdu. aslında derinlemesine incelendiğinde, sınıf başkanı başbakan, diğer kollar ise bakanlık birimlerini temsil eder, herhangi bir kola seçilemeyen öğrenciler ise ezik halkı. yani bir nevi meclis havası daha çocuk yaşta nakşedilir minik beyinlere. mini mini birler, çalışkan ikiler o çağlarda öğrenir propaganda ile bir yere gelmeyi.
-ahmet olum beni başkan seçin söz sizi yazmicam tahtaya...
+harbimisin rıfatcan tamam sana parmak kaldıralım * o zaman...
lisedeki gereksiz ünvanımdı. herkes her şeyi size sorar. '' exclurel, ben katine iniyorum, haberin olsun '' yada '' exclurel, dışarı çıkıyoruz tamam mı canım '' gibi . öğretmen ve okul idaresi zaten ayrıydı. diyelim sınıfta birinin burnu mu kırıldı? eyvah y.rağın en büyüğünü sınıf başkanı yerdi. '' neden kırıldı, nasıl oldu, cık cık cık .... '' öterlerdi. kısacası sınıf başkanları acınası kişilerdir. onlara bağırmayın, onlara acıyın. onlar bu kadar gereksiz sorumluluk yüzünden bağrılmayı hakeden kişiler değidir çünkü.
lisede pek yararlıdır.zaten konuşanları tahtaya yazma işi gibi bir şey olmaz, defteri de nöbetçi getitir götürür bu adam yayar bütün sene.başkan olunduğu için öğretmenlerle sık sık temas kurulur, bu yolla bütün öğretmenler seni tanır ve sözlü notlarını yüksek verirler başkan olduğun için.bir de ilkokulda inekler, daha sonraki dönemlerde sınıfın piçleri seçilir başkanlığa.