sınavdan ilk çıkan demiyorum herşeyi yapıp sınavı paşalar gibi bitirip sınav salonundan çekip gitmek ve şanslıysanız ilk çıkan olmak çünkü yaşadım bazı sınavlarda sadece 3 soru olduğundan kağıdı hemen verip çıkan da oluyor, ilk sınavda kopya çektiğinizi düşünen hocaya müthiş bir ayardır ayrıca al bak benim kopyaya da senin fazladan sürene de ihtiyacım yok diyebilmektir.
sınava giren kişilerle ilişkilerinize göre farklılık gösterecek durumdur.
birinci durum: sınava girenler yakın arkadaşlarınızında içinde bulunduğu, herkesi tanıdığınız en fazla 30 kişilik bir grupsa;
-oooooo!!!!
*vay vay vay. ne o çok mu çalıştın
/sabaha kadar inekledin mi, hahaha
hatta hocanın samimiyetine güveniliyorsa alkış, kıyamet...
ikinci durum: daha kalabalık ve daha samimiyetsiz bir ortamsa;
karizmanın tavan yapması, bir takım inek tabir ettiğimiz kişilerin kıskanç bakışlarına maruz kalma, vs.
okulu uzatmış olupta, sadece sınavlara gelen arkadaşlar tarafından çok karizmatik bi şekilde ifa edilen, sınav sonuçları okunduğunda karizmanın tavan yapabileceği bi durum.
-Tembel ve matrak öğrenciyede; çalışkan öğrenciyede nasip olan bir aktivitedir.
-Her iki öğrencide ilk verdiğinde gülerler.
-Her iki öğrencide sınav sonucunu duyduğunda gene gülerler
Nedense hoca-öğrenci ilişkisinde bir gelişme yaratır. şahsen erken bitirdiğim bir sınav esnasında hocanın teki maşşallah demişti. Sırtıma bile vurdu samimice. *
soruları okumaya başladığınızda zihninizde uyanan karmaşa hissi sizi dünyanın en bilge adamı yapmaya başlar; bu işlerin adamı değilsinizdir, dışarıdaki hayattır önemli olan. yaşamı anlamın kağıtta yazmadığını düşünmeye başlarsınız ki, bir de ne göresiniz! adınızı yazmamışsınız henüz. banknot üzerine imza atar gibi yazarsınız adınızı, kağıdı alıp ağır adımlarla polat alemdar hesabı yürürsünüz öğretmen kürsüsüne...
kağıt teslimdir ve orası size göre değildir... gittikçe yükselen karizmanızla birlikte siz, dışarıdaki hayatın adamısınızdır.*