''sınav ne içindir? çalışmak için mi? tabii ki hayır kopya çekmek içindir'', düşüncesini özümseyen öğrencinin sınava girdiğinde aldığı hazdır. dünya yıkılsa umrunda olmayan öğrencidir. ekmek elden su gölden ciliktir. tüy kadar hafif bir şekilde, yoga yapmış kadar huzurlu olarak sınava girmektir. tabi bir de bunun sınavdan çıkışı vardır.*
Sonuç iyi gelirse ben çok zekiyim, kötü gelirse de zaten çalışmamıştım denilen durum. iyidir hoştur ama Ankara gibi susuz bir yerde Yazokulu düşünülürse çalışmak daha iyidir.
sınav öncesi kesintisiz, rahat rahat uyumak, sabah kalkıp huzurla kahvaltı etmek, okula sanki öylesine gidiyormuş gibi evden çıkmak. beklentilerin sıfıra yakın olması nedeniyle yaşanan huzur.
şaşırtıcı bir şekilde cesaretle girmenin verdiği hazdır. bazende şaşırtıcı bir şekilde çalışmış olsan yapamayacağın kadar iyi yaparsın. rahatlıktan olsa gerektir.
sadece; çalışınca, ders dinlenince veya çalışmaya çalışınca bile aynı noktada olunacak dersler için duyulacak hazdır.
(bkz: türk vergi sistemi)
bu kapsamın dışında kalanlar derslerde çalışılmadığı takdirde duyulacak hissiyat için (bkz: endişe)
butun hayal gucunu kullanacak olmanın verdigi hazdır. zira tum sorulara bilininden farklı yaklasacak, dolayısıyla cevaplarından herkesten farklı olacaktır. orjinal olmaktan zevk almaktır.
battı balık yan gider psikolojisidir universite icin. sıcarsınız, yamulursunuz, dusuk ortalama ile mezun olursunuz, adam akıllı is bulamazsanız cok yasarsanız bu hazı.
evet büyük bir hazdır. zamanında bana da öyle geliyordu ama sonra yavaş yavaş pişmanlığa dönüşüyor. dikkat etmek lazım, tabii ki kopyayla geçilebilecek, abidik gubidik dersler dışında... *
edit: ayrıca allah belasını versin o hazzın, onun yüzünden şimdi burdayım. sınav öncesi daha bir güzel gözüküyor sözlük.