dökülen saç tellerini saymak. öyle bir ciddiyetle saymak ki, hatta tek sayıya tekabül ederse sonuç, kahve molası verilecek, çift çıkar ise yarım kalan konu bitecek diye kendine şart koşmak. *
4 arkadaşın "abi bu sefer kesin ders çalışıyoruz" parolasıyla toplanıp günü okey ya da batak masasında bitirmesi, hatta bununla da kalmayıp "bugün hiç çalışmadık zaten yarın kalıcaz dersten en iyisi felekten bi gece çalalım" deyip günü alkol desteğiyle kapaması.
Sakin bir ortam sağlamak amaçlı 2-3 bira içimine sabahtan başlamak ve ardından sayısını unuttuğun biralarla akşamdan kalma sınava girip sınav kağıdı üzerinde uyumak
muhabbetin otomatik olarak en tatlı geldiği, kağıt oyunlarına ilgisi olmayanların öğrenmeye yeltendiği (ve zamanla profesyonel olduğu) zaman dilimidir.
banyo ve mutfak lavabolarının hatta ve hatta fayansların falan ovulması * , deneysel yemek yapımı, sözlüğe normal zamanlarda olmadığı kadar entry girme isteği, kişisel bakımın en az evin temizliği kadar önemsenmesi, yarım kalan işlerin bitirilmesi sorumluluğunun ne hikmetse hep bu zamana denk gelmesi. not alarak çalışmanın gerektiği zamanlarda, çekirdek çitlenmesi - o paketin bitmeden çalışılamayacağını bile bile, ayh yok canım 3 tanecik çitleyiverir hemen başlarım saçmalığı- , sonra bilgisayardan gereksiz dosyaları ayıklamak, kırk senedir aklına gelmeyen insanlara hal hatır amaçlı mesaj atmak, göz dinlendirmek - amaçlanan süre 15 dakika, gerçekleşen ise : 3saat- vee en zevklisi sınava saatler kala dine gelmek, allah yalvarmak, içinde, korkunun verdiği manyakça duyguların hopurdaması. bomboş geçen o altın zamanlarda gelmeyen azmin, evden sınava giderken yolda, toplu taşıma araçlarında gelmesi.
evi bok götürdüğü gerçeği ilk kez farkediliyormuşçasına birden temizlik aşkıyla dolmak, tüle perdeye allah yarattı demeden girişmek, her yeri süpürüp silmek, ister temiz olsun ister kirli tüm çamaşırları makineye atmak, coştukça coşmak, sonra birden "nabıyorum la ben" şeklinde kendine gelmek, ortalığı öylece bırakıp duşa girmek, ders çalışmaya çalışan arkadaşları arayıp zaten buna pek müsait olan akıllarını çelmek, can havliyle kendini bir bara atıp müzik eşliğinde, muhabbet soslu kadehleri tokuşturmak...
ders çalışmam lazım diye kendi kendine söylenmeler, sonra nihayet masanın başında bulursun kendini derken gözün telefona takılır ya da sana masum bakışlar fırlatan çok sevgili bilgisayarına.. aklından türlü türlü düşünceler geçerken bu sınavdan kaç alırsam diğer sınavdan da şu kadar alsam karneme 3 gelir hesapları yapıp matematik bilgini konuşturursun.. derken gece yarısını geçer.. sen mükemmel öğrenci hep sınav öncesi son gece çalıştığın için ucundan hapı yutmuş sayılırsın.. ertesi gün okula erkenden gidip ineklemeye başlarsın bu sefer okuldaki arkadaşlar dalga geçer, gece çalıştığın yetmedi mi diye.. sonra ne mi olur sınavda kağıttaki sorularla aşk yaşarsın ama bi türlü ilişkiye geçemezsin.