2 kadın gözermen varsa biri çok genç ve güzel diğeri orta yaşlı ve mahkeme suratlı olabilir. benim girdiğim çoğu sınav bu tarife uydu artık bilerek mi seçiyolar öyle mi denk geliyo bilemem.
En önemli mevzu, hatun gözetmenlerin, topuklu ayakkabı giymesi kesinlikle yasaklanmalıdır.
ikincisi, birden fazla gözetmen varsa, fısır fısır konuşmaları engellenmelidir, ağızlarına tampon yerleştirilmelidir, olmadı, fırıncı küreğiyle cezalandırılmalıdır.
Bunlar önemli iki mevzu!
özellikle üniversite öğrencileri için alternatif bir iştir. oturduğunuz yerden kitabınızı okur çayınızı kahvenizi falan içersiniz ve cep harçlığınızı çıkartırsınız.
Biraz sonra bilmemkacıncı kez uapacagım gorev. Kura cekilecek dediler, yedek uyeligi cekerim insallah diyip baskanlıgı cekmek de iyi oldu sabah sabah. Ugras dur simdi.
asistanların genelde "salon başkanı", 40 yıllık öğretmenlerin ise "gözetmen" atandığı sistemdir. bu nedendir ki öğretmenler fena gıcık kapar "dünkü kopillerin" aynı işi yaptığı halde daha fazla yevmiye almasına. haksız da sayılmazlar.
gözetmen, salon başkanı farketmez, o salonda kopya olursa, dahası ispatla sabit olursa başta salon başkanı cümlesi boku yer. son 15 dakikadan sonra "hocam az kaldı ne olur çıkalım" diyen öğrencilere sakın izin vermeyin, tek kişi kalır da bi sorun olursa giren yine size girer. o kurallar uzaydan gelmemiş neticede...
bazıları açıp gazete okuyacak kadar anlayışlı davranır. bazıları ise eğilip sınav kağıdınıza bakacak kadar öküzdür. sanki kendisi 4 sene önce aynı sınava girmemiş gibi.
sınav gözetmeni olmak mecburen yapılan ve çok can sıkan bir iştir.
kimse bayılmaz bunu yapmaya ama sonuç da, birilerinin yapması gerekir.
öğrencinin sınav stresini ve gerginliğini orada bekleyenlere yöneltmesi çok gereksizdir, çünkü farkında olmasa da sınava girenlerin çoğunun hedefinde orada bekleyen kişilerin olduğu yerde olabilmek isteği vardır.
Bu sınav görevlilerinin, gözetmenlerinin, hangi sınav olduğunun önemi yok, neredeyse hepsinde, üzerlerine yapışmış, emanet duran, o an için önemli adam olma durumları, tenzih ederek söylüyorum, o meymenetsiz suratlarından, sınav salonunun dört bi köşesine fışkırdığını ve de bundan sınav sırasında, bir haylice öğrencinin enikonu nasiplendiğini düşünüyorum.
hayal gücünün tavan yaptığı, çağrışımlar zincirinin bitmek bilmediği,aksi takdirde zamanın geçmeyeceği,insanı ortadan ikiye çataaa diye yaran bekleyişlerdir. Bu bekleyişlerden birinde öğrencileri dondurup cevap anahtarlarını değiştirmeyi çok istemiştim, nııhahaha.
en sıkıcı hallerden biridir. hayatını kurtarmak için kendisini sıkıntıya sokmuş bir sınıf dolusu insanın sınav sorularıyla boğuşurken hayatımı kurdum okulumu okudum ukalalığıyla gözlerine bakan öğretmenlerin* üstlendiği görevdir.
sınava girecek bireyleri konuşmaması konusunda uyarıp, sonra da kendi aralarında anlaşılamayacak biçimde sinir bozan bir hışırdama tonunda konuşan, uyardığınızda da "çocuklar sessiz olalım" gibisinden bir üstüne almamazlık tavrıyla hışırdamaya devam eden, gevşeteceğine geren görev adamları(!)..şahıslardır çoğu.
bir dönem çankaya'da ki sınav dersanesinde bir sınava 15 tl için yaptığım hede. şımarık şımarık zengin bebelerini zaptedebilmek zor oluyordu lakin ekmek parası işte naparsın *