akademik hayatin en boktan yonu, master ya da doktora ogrencisinin en buyuk cilelerinden biridir. sinav suresince mal mal beklersiniz, olur ki birsey okumaya kalkarsaniz dallama bir hocanin gormesiyle laf isitebilirsiniz. iki bucuk saat hicbisey yapmadan orada vakit gecirmenizi bekleyen bu hoca erkut abi ye havale edilesidir.
en berbatı da öss de salon başkanı ya da gözetmen olmaktır.zira karşınızda çoğu zaman öksürseniz ağlayacal bir kitle mevcuttur.prosedür oldukça sıkıdır bazen çocuklar kadar paniklediğiniz olur , birinin tuvaleti gelmesin diye dua eder durursunuz.
-gözetmen kat sorumlusu ya da bina sorumlusuna haber ver bu eleman zıçacak yanına bir refakatçi tayin etsin!!!....
+abi , eldiven de giysin mi?
-yok yok kendisi temizler herhalde
üniversitede genellikle ezik asistan grubundan seçilen ve nedendir bilinmez(!)birini kopya çekerken yakalasamda hayatını bitirsem ifadesiyle bakan insan tipi.dertleri nedir anlamamışımdır.az insan olun ya dedirtirler..
kpss, öys, aöf sınavlarından sonra sınav ücretinin şak diye ödendiği gözetmenlik türüdür. bir işçinin 2 gün sırtında taş taşıyarak kazanabileceği parayı maksimum 2,5-3 saatte ve peşin olarak alır bu gözetmenler. buna rağmen bik bik eden, yakınan nazlananları vardır. küfür perhizinde olduğum için şimdilik bi'şey demiyorum bunlara ben.
dikkat edilmesi gerekli olandır. gözetmenlik yapan kişi bayan ve bir de düşüncesiz olunca sınav sırasında topuklu ayakkabılarla sınıfta tur attığı için uyarı alır.
bir dönem çankaya'da ki sınav dersanesinde bir sınava 15 tl için yaptığım hede. şımarık şımarık zengin bebelerini zaptedebilmek zor oluyordu lakin ekmek parası işte naparsın *
sınava girecek bireyleri konuşmaması konusunda uyarıp, sonra da kendi aralarında anlaşılamayacak biçimde sinir bozan bir hışırdama tonunda konuşan, uyardığınızda da "çocuklar sessiz olalım" gibisinden bir üstüne almamazlık tavrıyla hışırdamaya devam eden, gevşeteceğine geren görev adamları(!)..şahıslardır çoğu.
en sıkıcı hallerden biridir. hayatını kurtarmak için kendisini sıkıntıya sokmuş bir sınıf dolusu insanın sınav sorularıyla boğuşurken hayatımı kurdum okulumu okudum ukalalığıyla gözlerine bakan öğretmenlerin* üstlendiği görevdir.
hayal gücünün tavan yaptığı, çağrışımlar zincirinin bitmek bilmediği,aksi takdirde zamanın geçmeyeceği,insanı ortadan ikiye çataaa diye yaran bekleyişlerdir. Bu bekleyişlerden birinde öğrencileri dondurup cevap anahtarlarını değiştirmeyi çok istemiştim, nııhahaha.
Bu sınav görevlilerinin, gözetmenlerinin, hangi sınav olduğunun önemi yok, neredeyse hepsinde, üzerlerine yapışmış, emanet duran, o an için önemli adam olma durumları, tenzih ederek söylüyorum, o meymenetsiz suratlarından, sınav salonunun dört bi köşesine fışkırdığını ve de bundan sınav sırasında, bir haylice öğrencinin enikonu nasiplendiğini düşünüyorum.
sınav gözetmeni olmak mecburen yapılan ve çok can sıkan bir iştir.
kimse bayılmaz bunu yapmaya ama sonuç da, birilerinin yapması gerekir.
öğrencinin sınav stresini ve gerginliğini orada bekleyenlere yöneltmesi çok gereksizdir, çünkü farkında olmasa da sınava girenlerin çoğunun hedefinde orada bekleyen kişilerin olduğu yerde olabilmek isteği vardır.
bazıları açıp gazete okuyacak kadar anlayışlı davranır. bazıları ise eğilip sınav kağıdınıza bakacak kadar öküzdür. sanki kendisi 4 sene önce aynı sınava girmemiş gibi.
asistanların genelde "salon başkanı", 40 yıllık öğretmenlerin ise "gözetmen" atandığı sistemdir. bu nedendir ki öğretmenler fena gıcık kapar "dünkü kopillerin" aynı işi yaptığı halde daha fazla yevmiye almasına. haksız da sayılmazlar.
gözetmen, salon başkanı farketmez, o salonda kopya olursa, dahası ispatla sabit olursa başta salon başkanı cümlesi boku yer. son 15 dakikadan sonra "hocam az kaldı ne olur çıkalım" diyen öğrencilere sakın izin vermeyin, tek kişi kalır da bi sorun olursa giren yine size girer. o kurallar uzaydan gelmemiş neticede...
Biraz sonra bilmemkacıncı kez uapacagım gorev. Kura cekilecek dediler, yedek uyeligi cekerim insallah diyip baskanlıgı cekmek de iyi oldu sabah sabah. Ugras dur simdi.
özellikle üniversite öğrencileri için alternatif bir iştir. oturduğunuz yerden kitabınızı okur çayınızı kahvenizi falan içersiniz ve cep harçlığınızı çıkartırsınız.