onu bu ülkeden ailmek isteyen bünyelere karşı onu her zaman yaşatacak * bünyelerdir. anıtkabire gitmek sadece simgedir. gitmeden de onu yanında hisseden bünyelerdir de ayrıca.
edit: bu entry e bakıp benim bütün entrylerimi eksileyen karacahil! gücün bu değil mi? gülüyorum sana... varsın karmam eksiyi bulsun... bir eksi de benim için at lütfen...
anı defterine, "atam bu ülkede gericiler şunu yapıyor, emperyalistler bunu yapıyor" vs. şeklinde mesajlarla, mitingde konuşma yapar gibi şikayet yazmayı saygı ve sevgi göstermek sanan bünyelerdir. söylemlerinin halktan rağbet görmemesinin ezikliğini bu ziyaretlerle gidermeye çalışırlar. gerçekten saygı ifadesi olarak ziyaret edenler mezar başında miting yapmadan bireysel olarak gidip gelmektedir ve anıtkabir'i komşu kapısına çevirme gayretleri bulunmamaktadır.
yazdıklarıyla, ifade tarzlarıyla (#3081936) nolu entrydeki tanımlamayı doğrulamaya devam eden bünyelerdir. kuzey kore benzerliğini bilmiyor veya anlayamıyor olmaları muhtemeldir.
tamam anıtkabir'e gitmeyelim. paradan da çıkaralım. okullardan da kaldıralım. aslında heykel de putlaştırmak demek... onları da yıkalım. atatürk'e ait, cumhuriyet devrimine ait ne varsa hepsini yok edelim? istediğiniz böyle bir ülke mi? o boşluğu kendi kafanızda yarattığınız melûnlarla mı dolduracaksınız? atatürk'ün şu sözünü hatırlatırım:
"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
tanım: sıkışmalarından dolayı değil sevgilerini belirtmek için çıkan kişilerdir.
ortaya atmadığı görüşler için karşıt görüş bekleyen zırtapozların tespitidir. tespit beyinden değil de g.tten çıktığı için verilecek bir cevap da bulunmamaktadır.
ortaya somut bir fikir veya karşıt görüş koyamadığı için küfür ederek çirkefleşen bünyelerin de aralarında yer aldığı sorunlu bünyelerdir. benzerleri günümüzde sadece kuzey kore'de üretilmektedir.
abbas güçlü program için geldiği ankara'da anıtkabir manzaralı bir odada, birkaç gün kalır ve genç bakış programında şöyle der; ben anıtkabir'e sadece belli günlerle ziyaretçi geldiğini sanırdım, ama gördüm ki, hafta sonu hafta içi farketmeden her gün, günün her saati, ziyaretçilerle dolup taşıyor.
anıtkabir'in sadece bazı zamanlarda ziyaretçi akınına uğradığını sanan, atatürk ile ilgili herşeyden korkan ve nasıl yapsam da karalasam atatürk'ü diye düşünenlerin saçmalamasıdır.
kendilerinin normal olduklarını zihinlerinde oluşturdukları olumsuz örneklerle karşılaştırma yaparak ispatlamaya çalışan ama millete ne faydaları olduğu konusunda asla bir açıklamada bulunamayan bünyelerdir. ölmüş bir lidere kafalarını bozan olay ve kişileri şikayet etmeye kalkmaktan başka ne iş yaptıkları bilinmemektedir.
atatürk'ün kabrini ziyaret etmeyi "atatürk e tapmak" olarak algılayan zihinlerin ürünüdür. anıtkabirde bugüne dek kimsenin mozoleye çelenk koymak dışında önünde tapınmak gibi eylemler yapmadığı herkesçe bilinmektedir. ne yani atatürk'ün kabrini ziyaret etmek gulbettin hikmetyar ın önünde diz çökmekten daha elem bir hadise midir? ya da kendini peygamber sanan ve peygamberliğe soyunanlara tapınmaktan daha mı kötüdür kabir ziyareti yapmak? sözlüğün adı demogojik sözlük olarak değişsin bence. çünkü atatürk sevgisini onu putlaştırmak olarak lanse etmek demogojide çığır açmaktır.
çözümün, slogan atmaktan öteye gidilerek bulunası bir kavram olduğundan haberdar olmayan kimselerdir. eylem yapmak elbette gerekir ancak eyleme ek olarak birşeyler yapmazsan sonuç alamazsın. temele kat çıkmadan binalar olmuyor ya hani. hah tıpkı onun gibi işte.
bu kadar entry den de anlıyoruz ki ne yazık ki atamız da putlaşmış... türbedeki evliyadan medet ummakla bir tutulur olmuş, türbeye gidip ,oradaki meftadan medet uman kişi,meftayı putlaştırmış olur. aynı durum görüyoruz ki atatürk için de geçerli, kaldı ki türbeye giden ve doğru itikada sahip olan kişilerin o kişiyi putlaştırmama durumu varken,durum anıtkabir cephesine gelince ataturk'ün dine bakışı malum -evliya değil yani- , bu durum ataturku direk putlaştırmaktan başka birşey değildir.
not:burada elinizi vicdanınıza koyun ve bu objektif saptamayı bir düşünün ey yazar arkadaşlarım.
ata'nın devrim ve inkılaplarının, yine atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyetin temeline dinamit koyan kişileri, feryatları ile ata'ya şikayet eden kimselerdir.
"onun huzurunda belki sesimizi duyurabiliriz" feryadı yapan kimselerin yakarışıdır.