Sıkışınca değil yeri gelince okuyan kemalisttir. Dinine karışan ve inancını yargılayan denyolara en güzel cevabı veirir kendileri. Yine bir provokatif başlık ile karşı karşıyayız. (bkz: sabri bey napıyorsunuz?)
-Ne ararsın Tanrı ile aramda
-ne diyosun abi ? bişey aradığım yok.
-Rakı, şarap içiyorsam sana ne
-evet abi banane de içince böyle oluyosun
-Yoksa sana bir zararım; içerim
-latif. gel olm adam sıkıştı çıkaralım şunu şurdan. kafayı yedi.
-Esir iken mümkün müdür ibadet
-abi çıkaralım şurdan yaparsın ibadet.
acizlik , zavallılık içerisindeki kemalisttir. gerçi kemalistlerin şu 15 senede farklı bir modu yoktur.
bunun nedeni yüce imparatorice türkan saylan hazretleri(laikliğin koruyucusu , anayasa mahkemesinin mühürlerinin koruyucusu ve kollayıcısı , ışık onu kutsasın) nin müjdelerini verdiği , tüm inançlı postalcılara vaadedilmiş olan "türkiye nin aslı olma , ne isterse onun yapılması , istemediğinin yapılmaması , seçimle gelenlerin bir öneminin olmaması" dönemi çok kısa sürmüştür.
sonrada "demokrasi" diye birşey güçlenmeye başlamıştır. hazımsızlık bundandır.
çünkü bilindiği üzere insanın anlatabildiği karşısındakinin anlayabildiği kadardır. adamlara anlatıyorsun, anlamıyorlar ki arkadaş. sen a diyorsun, o peki neden o zaman b diyor. b yi açıklıyorsun c diyor. o zaman c yi de anlatıyorsun; e peki a neden böyle diyor.
beyin dümdüz zaten. evrime inanmıyor ya bunlar, bildiğin evrimini tamamlamamış mahlukat. aklı sadece fitne fesada, habis habis işlere çalışıyor.
allah adını ağzına allah için değil ibnelik olsun diye alıyor.
şimdi bu kansızın kafasına sıksan, adam sayarlar hapis yatarsın. anasına sövsen, olmaz ayıp. e en güzel cevap verilmiş zamanında. mis gibi şiir var ortada.
şüphesiz ki o şiirde anlayanlar için büyük ibretler vardır.