· Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak.
· Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak.
· Dar gelmek.
· Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek.
· Silahla ateş etmek.
· Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak.
· (mecaz) Sıkıntı vermek.
· (mecaz) Yalan söylemek.