Önyargılı, nefret söylemlerinin hedefinde olan zihinlerde ne yaparsa yapsın hep dışlanacak olan kadınlar. Modern ya da çağdaş olmayı insanların kıyafetleri üzerinden tanımlayacak yanılgaya sahip bireylerin bir numaralı düşmanları. inanç özgürlüğü kavramının içini dolduramayan saygı ve sevgi eksikliği yaşayan bireylerin hedefindeki kadınlar. Oysa konu açıklık ya da kapalılık değil mesele sadece zihinlerimizi güzelleştirmekte insanları açık ya da kapalı olarak sınıflandırıp ötekileştirmemekte.
hiç utanmadan sıkılmadan oy vermeye giderler. hatta milletvekili, bakan, yönetici, hakim, savcı, subay olmaktan da çekinmezler. fırsat olsa başbakan veya cumhurbaşkanı da olurlar.
babalarından miras kaldığında erkek kardeşlerine iki pay düşecek şekilde ayarlama yapmaya yanaşmazlar.
ifade verdiklerinde "hakim bey benim tanıklığımı yarım sayın lütfen" demezler.
kocalarından sopa yediklerinde doğru polise, mahkemeye koşarlar.
canları sıkıldığında laik cumhuriyet mahkemelerine başvurup, kocalarını boşamaktan çekinmezler. üstelik mehirle yetinmez tonla tazminat ve nafaka talep ederler.
kocaları üstlerine kuma getirse, kabul etmez, adamı perişan ederler.
hayır, itirazım yok, bunların hepsini aynen yapmayı sürdürsünler. yeter ki nankörlük etmesinler...
