baş örtülü bir kız; bisiklete binebilir.
piyano çalabilir.
meyve toplayabilir.
laiklik konusunda çok güzel bir kompozisyon yazıp, ağzınızı beyninizin mağarasına kadar açık bırakabilir.
felsefe yapabilir.
piskoloji düzeltebilir.
uçurtma uçurabilir.
sizden ilginç kareler bulup, aklınız kadar kısa film çekebilir.
yıldızlara bakıp, yarın hava çok güzel olacak diyebilir.
tesbih de çeker, fotoğraf da çeker...
hiç bir başörtülü kız, sizin başörtüsüyle gündemi sıktığınız kadar başörtüsünü sıkmaz!
avuc içine yerlestirilen oyun hamurunun ,sıkıldıgında ,bas parmak ve işaret parmagı arasından bir topik halinde cıkması benzetmesini akla getiren,dini kullanarak siyaset yapan ve bunu bile kendi iradesiyle yapmayan,ögretilenleri kabullenmiş,kabullendiklerine olumune baglı,baglılıgını orda burda ögutlenen bir mantıgın arkasına saklanarak cat cat savunma seklinde kanıtlayan,demokrasiyi kotuye kullanmak konusunda korkutucu girişimleri olan ,tum cabaları nafile siyaset kurbanlarını temsil eden ifadedir.
sevmediğim bir yakıştırmadır.
evet. ben sıkmabaş olarak tanımlanan kızlardan çok atatürk, türkiye düşmanı gördüm.
ama onlardan çok fazla olarak vatansever türbanlı kızlar da gördüm.
gereksiz tanımlamadır. ufak iştir. geçelim.
boyun kafa delicesine sıkılarak bone misali kapatılır.
kısa kollu body giyilir.
tayt yada dar pantolon ayağa çekilir (üzerine mini etek giyenleride görülmüştür.)
yüksek topuklu ayakkabılar giyilir.
müslüman olunur.
soyunun, sevişin, sikişin, öyle tatmin olun. ama dini vecibelerini yerine getirmeye çalışan bir kimsenin başörtüsü ile alay edip ardından insan olduğunuzu iddaa etmeyin!
ilk adı şulebaş(mış). ilk kez 1960'lı yılların ortalarında bu modayı (bu tip örtünme tarzını) insanlara tanıtan şule ismin de bir bayanmış. nasıl ve ne için getirdiği konusu uzundur! ama eski adı şule-baş'tır; daha sonraları buna başka isimler konmuş: eşarap demişler, hijab demişler en son türban olsun demişler ve olmuş (korkut özal bu konuyu çok iyi anlatıyor, merak eden bakabilir). ha bayanlar takar veya takamaz tartışmasına taraf olmayacağım, zira takan ya da taktırılan ben değilim.
edit: sule yuksel senler isimli bayan (yani şulebaş) bu konuyu sağ el kitabında da değinmiş. gerçi kitabı bulmak zordur zira nerden baksanız 40 yıl geçmiş aradan. ama netten aratıldığı vakit bir şeyler çıkıyor.
Aile ve mahalle baskısıyla türban takan, daha sonra üste oluşan basınçtan kurtulmak alt tarafı açılan bayanlar için kullanılan terimler. Bu şahs-ı muhteremler hem dinci hem de sünepedir. Genellikle elbisesiyle uyumlu bir renkle türban takıp, buna karşıtlık oluşturacak şekilde 2 ton makyaj sürüp, vücut hatlarını tamamen ortaya çıkaran elbiseler giyerler. Bu kişilerin türbanı ve elbiseyle tek uyumu renk uyumu olur. Bu şahs-ı muhteremler, türban takmayan 'kızları erkeklerle dolaşıyor' diye ayıplarken kendileri özellikle de Gülhane Parkı'nda işi pişirirler. Bu kişilerin fotoğraflarını ve videolarını Cem Kılıç'ın takunya libidocusu sitesinde bulabilirsiniz.
