ilk bölümünü bulamadım ama bu ikinci bölümü.
ilgilenenler için ekleyeyim.
haluk bilginer sunuyormuş. zamanında sansürsüz tv'nin nasıl olduğunu merak edenler bakabilir.
şimdiki nesil korku filmlerinden korkup gece uyuyamazken,
bunu izleyen nesil gerçek olaylara televizyonda sansürsüz şekilde sıcağı sıcağına şahit olmuştur.
rtüğün daha rayına oturamadığı o zamanlar, 240p televizyon görüntü kalitesiyle acımazsızca yayınlanan kan dondurucu dehşet/vahşet olaylarını korku içinde izlemiştir.
1994 doğumlu olduğum için o nesilden değilim. o nesil benden büyük kalıyor. alkislarlayasiyorum sitesinde sıcağı sıcağının bölümleri var. biraz izledim ve o neslin neler çektiğini tahmin ettim. psikolojisini bozmak isteyen bakabilir.
90ların psikolojik travma etkili haber programıydı. çikolata istediği için çocuğunun kafasını kesen bir anne vardı. buzlanarak yayınlanmıştı. ben günlerce kendime gelememiştim ki çocuk da değildim.
nerden bulaştım şu programa eski dizileri izlerken denk geldim bir kaç bölüm izledim fena bağımlılık yapıyor parçalanmış yanmış çürümüş her türlü ceseti gördüm ilk başlarda korkuyordum ama şimdi çok normal geliyor neyse ben gidiyim de bana harçlık vermedi diye babamı öldüreyim.
Gece yarısı şöyle bir nostalji yapayım deyip izlediğim reality program. Büyük psikopatliklar dönmüş ekranlarda meğerse. En son izlediğinde 6-7 yaşlarında falandım. Cem kurtoğlu sunucu, haluk bilginer muhabir. Hey yavrum sene 1996.
izlemeyecek kadar küçük olduğum için dua ettiğim psikoloci siken program. bir zamanlar bunu çocukken izleyenler şimdi sik bir psikolojiyle gezmektedir. ayrıca rtük ün oluşmasını sağlamış programdır.
Reality show'du. Gerilim dolu bir programdı. Zanlı olay yerine götürüldüğünde mikrofon uzatılırdı. Sorular sorulurdu. düşünün daha mahkemeye cıkmamış. Mini linç girişimleri olurdu. Jenerik müziği güzeldi.
Böyle psikopatça yayınlanan programı fazla izlememeliydik. Böyle geçti 1990'lar.
bir dönemin gençliğinin psikolojisini ters yatırıp düz düzen iğrenç program. geçenlerde hatırlayıp bir bakayım dedim ve akhisardaki bavul cinayetinde parçalanmış cesedi izledim. sonrasında günümü piç etti.
insana oha dedirten içeriğe sahip program. allahtan yayından kaldırılmış. şöyle de bir videosu var lütfen midesi kaldırmayan kişiler izlemesin. (parçalanmış ceset içerir) :http://alkislarlayasiyoru...niz-lutfen-bizi-arayin-18
!!!!!!!!!!!(+18)!!!!!!!!!!!!
ulan bi insan bu kadar vahşet dolu görüntüyü sansürsüz koyar mı ibneler!
türkiye'nin belli bir kuşağını büyük etki altına almış program.
ben 7 (yedi) yaşlarındayken evimizde televizyonumuz yoktu. aslında televizyon alacak paramız vardı ama ev sahibimiz rahmetli şuayip amca bize evi verirken evde televizyon olmamasını şart koşmuştu. *
bizim de televizyonumuz o dönemlerde hiç olmamıştı ama kanımızda tv özlemi dolaşıp duruyordu. biz de o zamanlar çok popüler bir misafirlik şekli olan televizyon izlemeciğili şeklinde en yakın televizyonu olan komşumuza ailece gidip hep beraber televizyon izlerdik ayda bir. her gittiğimizde de nasıl bir tesadüfse arena ya da sıcağı sıcağına olurdu. arena ara sıcak gibiydi bizi havaya sokardı cerez gibiydi. sonra saatler ilerleyince sıcağı sıcağınanın jenerik müziği duyulurdu. hatta ondan önce show tv nin dandik ama bir o kadar da akılda kalıcı jeneriği girerdi. siyah fon üzerine beyaz yazılarla önce show'un o su sonra show tv yazısı kocaman puntolarla, ve altında reality yazısı parıldardı. o zamanlar realiyt kelimesinin anlamını tam kestiremezdik ama zaten reality yazısını görünce herkes destur eder derin bir nefes alırdı.
o zamalardan tek aklımda bilmem kaç çekiç darbesiyle ölen adamdır. bu bölümün tramvasını 1 ay falan atlatamadığımı hatırlarım. çekiç deyince bu program bu program deyince çekiç aklıma gelir.
neden bu kadar tırstığımızı merak ettiğim için geçenlerde internetten vidolarını izleyeyim dedim. program ipucu ya da parmak izi tadında giderken birden zınk diye sansürsüz kanlı cesetleri görünce hee tamam dedim. kusmamak için kendimi zor tuttum.
şüayip amcayı biz zaten çok severdik. çok tatlı bir insandı. sıcağı sıcağına'nın sansürsüz yayınandığı dönemlerde bize televizyonu yasaklayarak o zaman bizi üzmüştü ama şimdi o kadar sevindirdi ki anlatamam. sayesinde modern bir hannibal olmaktan kıl payı yırtmışım. belki de şüayip amca sadece bu programa tepki için televizyona hayır demiş bile olabilir ama zaten bu bile başlı başına oldukça yeterli bir sebep.
eminim benim yaşlarımdaki birçok insanın ruhunda travmatik etkiler bırakan program.annem sürekli izlerdi bende korkudan yorganı kafama çekerdim. aklımda kalanlar alevli jeneriği ve cem kurtoğlunun puslu sesi.ondan sonra ne kadar korku filmi izlediysem bu program kadar korkutmamıştır beni.cem kurtoğlunun sesini ne zaman duysam hala tüylerim ürperir.
şimdi baktımda youtube ta bölümleri var açtım hala ürpertiyor amk.
bende manisa sendromu oluşturan programdır. adamın biri iki çocuğu yanına çağırıyor. niyeti lokantasına et tedarik etmek (!) bahçemsi bir yerde birini yere yatırırken öteki kaçıyor. yere yatırdığı çocuğu kurbanlık koyun gibi kesen adam çocuğun etini kazanlara koyup etli fasülye olarak müşterilere satıyor. hatta o satışı gösterirken adamın kıs kıs gülüşü de aklımdadır. olay manisa'da geçtiği için ne zaman manisa dense aklıma hemen bu bölüm gelir. hatta bir akrabam birkaç ay sonra izmir'den manisa'ya okumaya gidecekti. bu olayı anlatıp o çocukluk halimle manisa'ya gitmesini engellemeye çalışmıştım.
bir diğer akla zarar bölümü de, gayıptan gelen bir elin gölgesi. o gölge evdeki eşyaların yerini değiştiriyordu. özellikle diğer odadan bir şey istediklerinde bu gölge aklımı alırdı. hep korkardım.
bir ülke ne badirelerden geçmiş ya rabbim ! bir milletin zihin kodlarıyla bu kadar oynanmaz.