yaz ayları bir kaç kere mutlak suretle yaşanılıp şezlong,havlu,vb ile deniz arasındaki mesafenin tatilciye eziyet kılınmasını sağlayan hededir.terliklerle gidip terlikleri kumun denizle dövülüp nemlenmiş serin kısmında çıkarmak, ayakkabıların camiden yürümesi gibi kumsaldan da araklanabileceği kaygısını akla düşürüp yüzme keyfine etkiyeceğinden esnek ve yeterli bir çözüm değildir.orada bırakmak yerine konaklanan şezlong,havlu nevi üsse fırlatayım desen kumsal zemin itibariyle buna müsaade etmeyebilir. bu sebepten sıcak kumlarda bir ceylan edasıyla seker, bir maymun edasıyla taklalar atar tatilci. parmak ucunda "uuuiy aaaay yandım anam" diye diye koşar. denize vardığındaysa dünyalar oradadır,onunladır. sıcak kumlardan serin sulara nihayetinde varınca, safi keyif ve neşeden işeyeni bile vardır.
ölüdenizkum burnu plajında hiç rahatsız etmeyen durumdur. adamlar turistlerin ayakları yanmasın diye gidip ta nerelerden sıcak tutmayan çakıl getirip dökmüşler.. gerçi sonra hesaplayamadıkları bir sürpriz olarak o taşlardaki kireç çökelme yaptı ve deniz içerisine taşlar oluşturdu. şu anda ölüdeniz, ölüdeniz olma niteliklerinden bir tanesini kaybetmek üzere..
erkekler için işkence olan ve bir anlam ifade etmeyen sıcak kumlar, kadınlar için bulunmaz bir nimettir.
hele yüz üstü kuma yattıklarında, kasıklarını-göbeklerini iyice kuma yapıştırırlar. hele birde çekinmeseler sıcak kuma gömülmek isterler. rahim için bu en güzel rahatlama şeklidir. hele ki, kış boyunca ve özellikle düşük bel pantolonun rahimde meydana getirdiği olumsuzlukların ilacıdır.
öğlen sıcağında ayakları deli gibi yakan kumun verdiği acı ile en yakın gölgeye, gölge yoksa denize koşarak gireceğiniz; özlenen kumsal davranışlarıdır.