lokeyşın: bir otel odası
taym end deyt: sivil zamanlar
odaya girer girmek gözüme ilk çarpan duvarın tam ortasındaki mikili (mickey mouse) saatti. kısa bir süre sonra ateşli bir şekilde dudaklarıma yapıştı. ellerim vücudunda usulca gezerek, her noktasını kayıt altına alıyor ve frekans gönderiyordu. dudaklarını boynunu öpmekten her yeri tirim tirim titriyordu. artık ellerimin elbisesi üzerinden vücudunu gezmesinden sıkıldı;
- sütyenimi aç hemen, hadi!
sağ elim. en çok ona güvenirim, yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım; zevk ortağım... ilk o geldi aklıma;
- haydi aslanım, ya hak!
öpüşmeye devam ediyorduk, gözlerimiz kapalı. bir an ikimiz de aynı anda açtık; sonra yavaş yavaş kısarak kapattık tekrardan. boynunu, omzunu öpmekten hiç yorulmuyor, arada kulaklarına sıcak sıcak nefesimi veriyordum. gözüm bir an saate takıldı. 3 dakika geçmişti ve hala çıkaramamıştım. neyse zaman daha yeni. eliyle yardım etmek istiyor. heeh! yer miyim, ben açacağım. çek elini güzel, bu tam da benim işim...
neyse öpüşmek güzel...
devam ediyorduk, öpüş babam öpüş. artık dudaklar üzerinde master'ımı yapmış, kaç boğumdan oluştuğunu ve üst dudak ile alt dudak arasındaki kalınlık farkını kumpasla ölçmüş gibi biliyordum. öpüyorum, o öpüyor... dudaklarım alev alev...
sonra biri omzuma dokundu. bir baktım sol tarafımda duruyor selma. kola içer misin, diye soruyor.
- peki ya sütyen? hani açıyordum
+ hadi iç kolanı da çıkalım. eve gitmek istiyorum, sıçtırtma sütyenine de...
miki bana bıyıkaltından gülüyordu sanki. tam 27 dakika geçmişti.
