Tek başına yapamayacağı bir şeyi sırf kalabalık oldukları için yapmak veya yapmamaktır. Cesaretsiz ve aptal insanlar bu yolu tercih ederler. Ben hakkımı her zaman arayan bir öğrenciyim ve bu yolda bir çok hocayla derste çok ağır tartışmalarım oldu ve hiç alttan almadım. aynı hareketi bir başka arkadaşıma yaptıklarında onlar kendilerini koruyamadıkları için ben onların avukatılığını; korumalığını yaptım. Ama bana bu güne kadar zor günümde kimse yardımcı olmadı çünkü kendilerini sürüdeyken güvende hissediyorlardı. En sevmediğim insan tipleridir bunlar. Canları cehenneme. Ve genelde sürü psikolojisini yaşayan insanlar bu hayatta ilerleme kat edemezler, imanları bile taklidi imandır.
Bazı toplumlarda çok fazla hissedilen davranış biçimi.
Mesela en efendi bir adam bile kalabalık gürültülü bir ortama girince götü kalkıyor. O da bağırmaya falan başlıyor.
Akçomarların içinde bulunduğu psikoloji türüdür. Koyunlar sürü halinde hareket ettikleri için böyle adlandırılmıştır. Örneğin, bir koyun uçurumdan aşağı atlarsa sürüdeki koyunlar da atlar.. 15 temmuz buna örnek verilebilir..
Akçomarların sürü psikolojisinden bir örnek daha,
Rte: neymiş, kılıçdaroğlu türban sorununu çözeceğini söylüyormuş, buna inanmıyor musunuz değil mi dini bütün kardaşlarım???
Akçomarlar: eveeeeet!!!
(rte şaşıp kalır, ne oluyor aq der içinden, dumur olur)
Rte: inanmıyorsunuz değil mi??!! (hayır diyeceksiniz ulan)
Akçomarlar: eveeet!!!!
Türkiye'yi 20 yıldır uçuruma sürükleyen böyle bir psikolojidir işte..
Bu kadar insan yanılıyor olamaz mantığından ileri gelen bir durumdur. Ne yazık ki sadece olumsuz yönleri ile gündeme gelen bu toplumsal olayın ufakta olsa iyi tarafı vardır; aidiyet hissi.
sosyal medya dahil, hayatımızın birçok anında açık açık kendini sergileyen, bir çeşit akıl oyunu. koyun gibi o olayı, ya da fikri, kendi fikriniz, düşünceleriniz farklı olmasına rağmen takip ederken buluverirsiniz kendinizi.
o yüzden her gördüğünüz şeyleri sorgulayın diyorum üzerine basa basa.
"Kınanırım" diye korkan tırsakların ve fikri olarak yalnız kalmak yiğitliğini gösteremeyenlerin, her türlü oluşuma dahil olma içgüdüsünün tezahürüdür. Misal; takım tutmak bile böyledir. Nasıl takım tutmaya başladığını dahi açıklayamayan, başlangıcını hatırlamadığı halde bunu "doğuştan" gibi saçma sözlerle açıklamaya çalışan insanların içinde bulunduğu haldir. Bu sadece futbol konusunda böyle değil, her konuda bu şekildedir; yoksa yumurta pişirmediği halde masaya konulan pahalı ve markalı o telefonu satın almış ve alacak kopillerin mantıklı ve mâkul açıklamaları olmaması nasıl açıklanabilirdi? Kendisi için değil de esas başkaları için daha doğrusu hava atmak için yapılan her türlü cacıklıklara verilen ortak addır sürü psikolojisi.
Amerika MIT üniversitesinden Daniel Wegner’e göre insan birçok kararını kendi iradesiyle almaz, çoğu durumda gerçekten istediğini yapamaz, çevresine boyun eğer. Wegner bu çalışmalarıyla, insanın aldığı kararları, onun çevresindeki insanların etkilediğini bilimsel olarak kanıtladı.
Jonathan Howard'ın belirttiği gibi:
Çoğunluk etkisi insanları sadece belirli bir kararda değil, genel kültür ve çalışma ortamıyla ilgili olarak da etkileyebilir. Grup tutumları ve normları 'bulaşıcıdır'. Çevremizdekilerin tutum ve davranışlarından bilinçsizce etkileniriz. Hepimiz kendimizi daha önce tatsız bir grubun içinde bulduk, belki de rötarlı bir uçuşu bekleyen pek çok kızgın havayolu yolcusundan biriydik. Gerilim elle tutulur olabilir ve yanımızdaki yabancılara tepki olarak kendi kaygımızın arttığını görebiliriz. Benzer şekilde, spor etkinlikleri ve performanslar gibi deneyimler de büyük ölçüde keyiflidir, çünkü kalabalığın heyecanı hepimize yayılır.