bir iki öte dükkandaki komşu bu... 55 yaşında müptezel...kelime kaşarı... hep güler...devlet memuru gibi her gün traşlı.
öğlen yemek yemeye tövbeli(!)
gündemle işi yok. insan ve toplum meseleleri onu hiç ilgilendirmez.
tamamen çalışma odaklı. delice çalışma odaklı. enayice...
dükkanda arasıra manita ayıkladı biliniyor... hep güler, tuzu kuru.
kendi parasının kölesi olmuş ve bu durumu kanıksamış.
ben böyle geldim böyle giderim diyor...
onca varlığına rağmen yaşantısı ve hayat felsefesi onu acınacak duruma sokuyor.
bu durumun farkında olmasına rağmen tapındığı işi onu çalışmaktan alıkoyamıyor!
yılbaşından önce karısı geceden gelir patlatır nar'ı dükkanın ortasında, sabaha temizliği bu yapar.
abi niye her sene aynı zahmete katlanıyon yahu sen??
''bereket olsunbe yağmurcu'' narın dağıldığı gibi dağılacak işler dükkana, iyi olucak işlerimiz(!)
ve buna inanmış, trikocu c...
Samilerin Arami kolunun doğu bölümünden olan, Suriye’de Şam’da ve Türkiye’nin güneydoğusunda kimi yerlerde yaşayan bir Hıristiyan topluluğu ve bu topluluktan olan kimsedir.
şaraplarının çok güzel olduğu söylenir. kuyumculukta da epey iyilermiş.
leylho vardı bizim eski mahallede.
leylho... bizim leyla'nın daha doğrusu arapçadaki leyl'in köken aldığı sözcük. gecenin en kesif karanlığı demek.
leylho tecvitli okunur ayrıca. güzel kızdı.
her pazar kiliseye giderdi. ben ise arada bir ayine katılıp saçma sapan hareketlerini izleyerek hristiyanlığı tanımaya çalışırdım.
ne isa ne musa ne muhammed... hiçbirini kabul etmedim ki ben.
şayet leylho'nun simsiyah saçları bir ömür benim olsa idi. isa'nın elini sıkıp onunla tanıştığıma memnun olabilirdim. çocukluk aklı işte. her beğenilen kızla evlilik hayali. salaklık ki ne salaklık.
leylho gitti; isa benim için bitti.
tanrı sanırım var ama isa yalan...
leylho ise yine sanırım ki halen daha simsiyah saçlara sahip.