eğer düzensiz bir uyku sisteminiz varsa kaçınılmaz olan şey. mesela sabaha karşı beş altı gibi uyuyup öğlen dört beş gibi kalkarsanız kalkamıyorsunuz, küt baş yine gidiyo. bir an önce kurtulmaya bakın, tekrar düzene girer.
beynin otomatik olarak zihni dinlendirme eğilimidir.olayın içinde bacak ağrıları ve iştahsızlık varsa ilermekte kalmayıp koşturuyorsunuzdur depresyonun güzel kollarına.genelde işsizlik ve ayrılıklar bu olayı tetikler.
depresyon belirtisidir.nasıl ki insanlar alkol alıp unutmak uyuşmak istiyorlarsa uyumak da düşünmemenin uzaklaşmanın çaresi olarak görülür.hayattan uzaklştırır.
"Güneşten kopup odama kadar gelen ışığın yüzünden uyanmak zorunda kaldım. Sabah olunca uyanmak isteseydim kendime bir çalar saat alırdım. Birden gözümün önüne kızgın güneşi, üzerine dev bir sürahiden döktüğüm suyla söndürdüğüm geldi, dünyaya dönüp 'haydi, herkes yatağına! uyuyoruz!' demek için"
(bkz: Hakan Günday)
bir süre sonra yerini ''artık uyumama isteği'' ne bırakır. poker-batak* en güzel tedavisidir. sıkıntıları unutturup insanı mışıl uyuturç her insan dönem dönem küçük bunalımlar tecrübe ettiğinden endişe edilecek bir şey yoktur, bob marley babamızın dediği gibi:
"Kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı."
arthur schopenhauer.
şahsımda meydana geldiğinde sanki üstüme ölü toprağı serpildiğini hissettiğim durumdur. tedavisini bulduğum ve önerdiğim birçok kişide pozitif sonuç yaratan bahar sendromu döneminde pek sık yaşanan durumdur. tedavi dediysek üfürmüyoruz ruh halinize iniyoruz.
yağmur potansiyeli çokçe fazla olan bir şehirde yaşıyorsanız olağan durumdur..ee tam filmlik hava denir oturulur seyredilir uyunur. oo bu yağmurda dışarı mı çıkılır denir uyunur. hatta bu yağmurda okula da gidilmez okulda uyurum valla diyip tekrar uyunur. sonra bu yağmurlu havaların sonunun gelmeyeceği anlaşılıp tez elden şemsiye bulunur duruma alışmaya hayata karışmaya çalışılır..