sürekli soru soran insan

entry40 galeri0
    38.
  1. Beyin ütülemeyi çok sever. ya çocuklar olsa bunu yapan anlayacağımda..
    0 ...
  2. 37.
  3. Sorulan soruya göre potansiyel zeki veya tam tersi olan eşref-i mahluk.
    2 ...
  4. 36.
  5. 35.
  6. soruların niteliğine göre değişen insandır. mantıksız abuk sabuk şeyler soruyor ve kendini tekrar ediyorsa üstünse bide boş boğazsa göz devrilir ortam terk edilir. (bkz: kelimeninsınırı)
    0 ...
  7. 35.
  8. işyerimde var olan yaratık. soru işaretiyle doğmuş. ıq testi yapılmadan işe alımlar yasaklansın.
    0 ...
  9. 34.
  10. Keşke herkes soru sorsa, sorgulasa. Öğrenmek istiyordur. Biliyorsak yardım etmelidir.
    0 ...
  11. 33.
  12. Karakterini ve niyetini ortaya koyan insandır. Öğrenmek için sormak var, ne kadar zeki bir insanmışsın desinler diye soran var, sonucu kabul etmeyip ipe un sermek için soran var.
    1 ...
  13. 32.
  14. emin olun onun suçu yok, bilse yapmaz.
    1 ...
  15. 31.
  16. 30.
  17. Ebenin şeysi diye cevap alacak kişidir.
    1 ...
  18. 29.
  19. zeki olduğunu kabul eden ya da düşünen insan yaşamayı hak edecek kadar zeki değildir.

    edith: entryi yanlış başlığın altına yazmışım amk. neyse burada dursun.
    0 ...
  20. 28.
  21. bunu yüzüne söylediğinizde 'kim? Ben mi çok soru soruyorum? ' şeklinde sorularına devam eden kişidir.
    1 ...
  22. 27.
  23. 26.
  24. bağlam verilmeden hakkında pek bir şey söylemek doğru olmaz. ama bir başlıkta asgari kelimeyi kullanarak, en kapsamlı başlığı çıkarabilmek için uğraşmak gerekiyor değil mi?

    sürekli soru soran insan denilen kişi bankacıysa, kalem etekliyse, topuklusu varsa ve sürekli "görüntülemekteyim" diyorsa öldürülmesi gereki...uyarılması gerekir.

    başlıkta sözü edilen kişi baba ve ya anne ise, müdahaleci olarak algılanır ve bu durum hoşnutsuzluk yaratır.

    bu kişi, yakın arkadaşsa, konunun derinlerine inmeye çalışmaktan ziyade, burnunu sokuyor gibi düşünülebilir. tekrardan, birinci durumdaki şey uygulanmalı.

    gelelim benim ilgilendiğim kısma. çok soru sormanın iki yönünden bahsedeceğim; birincisi, tanımaya çalışma denen kaçınılmaz hevesin gereği olması bakımından önemidir. ikincisi ise, soru sormanın aslında kelimelerle anlatılamayan bazı şeylere ihanet etmesi bakımından gereksizliğidir.

    1. eğer birini tanımak istiyorsanız, hadi bu salak çabayı geçtim, birinin belirli bir durumdaki tepkisinin ne olabileceğini bilmiyorsanız, "peki sen ne hissettin?" gibi sorular sorarsınız. en tahmin edilebilir bağlamlarda bile karşındakinin kendince kendini anlatabilmesinin önünü açmak için soru sormak zorundasınız. yoksa onun bahsettiği şeydeki boşlukları siz doldurursunuz. olmaz.

    soru sormak, nelerle ilgilendiğinizi de gösterir. zihninizin çalışma şekline dair ipucu verir.

    2. soru sormak aynı zamanda karşınızdaki kişinin dile gelmeyen,getirilemeyen, tıpkı neler olduğunu hatırlamadığımız bir rüyanın aklımızda yer etmesine benzer özellikler taşıyan şeyleri ifade etmeye zorlamış olmaktır. yani, kişinin anlatmak istediği şeyi formüle edip, belirli bir kalıba sokması yüzünden cevapların otantikliği kaybolur. birine onun hangi rengi sevdiğini sorarsanız ve tek cevap beklerseniz, kırmızı cevabının aslında çok yalıtık ve steril olduğunu kabul etmek zorundasınız. çünkü kırmızı rengini söylemeden önce kafasında o rengi pembeye neden tercih ettiğini de düşünmüştür bu kişi. demek istediğimi anladınız mı? cevaplar, hakkında konuşulan şeye ihanet eder.

    soru sorun mu peki? sorun.
    1 ...
  25. 25.
  26. ilmin yarısı sormaktır. eğer bu meşreb ile vak'alara yaklaşan biri ise esbabımucibesi sorulması izâhtan varestedir. o kişi öğrenmek istiyordur.

    lâkin bu kişinin gayesi istihza isnadı ise, şutlanabilir.
    1 ...
  27. 24.
  28. işe yeni başlamışsam isle ilgiliyse ben. Onun dışında hiç sevmem.
    1 ...
  29. 23.
  30. Hayir tanımadığınız biriyle nasıl muhabbet kuruyosunuz siz merak ediyorum heralde soracak sizi tanımak için.
    0 ...
  31. 22.
  32. 21.
  33. çileden çıkarandır.

    - çıkışta bişeyler yapalım mı?
    - ne gibi?
    - bilmem gezeriz mezeriz vs.
    - niye?
    - hönk
    - nasıl?
    - tamam sus.
    1 ...
  34. 20.
  35. çocuklardır. özellikle de "bu ne" sorusu, bir süre sonra insanı çileden çıkarır.
    1 ...
  36. 19.
  37. 18.
  38. cıvıl cıvıl bir çocuktur.

    + abi bu ne?

    - çakmak

    + basınca yanıyor mu?

    - evet

    + niye?

    - ?!?!?!?!?
    2 ...
  39. 17.
  40. insanina göre degisen durumdur.
    kimi zaman sirf killik olsun diye sürekli soru sorulur,kimi zaman ufak bir çocuktur bu insan "bu ne,bu kim,bu ne" sorulari eksik olmaz,kimi zaman da sürekli nedenini bilmek isteyen insandir hayatin da bazi cevaplari almak ister,kimi zaman da arastirmaci ruhlu bir insandir kendini gelistirir,bazen de merakli melahattir herseyden haberdar olmak ister.
    0 ...
  41. 16.
  42. konuşmayı yeni öğrenmiş, hayatı sorgulamaya ve çevresinde ne olup bittiğini öğrenmeye heveslenen küçük çocuktur.
    2 ...
  43. 15.
  44. işgüzar insandır. Mütemadiyen hayatınla ilgili derin meraklar içindedir,artık o bilgilerle ne yapacaksa. Aldığı cevaplar kendisini hiç bir zaman tatmin etmez. Önceleri "okul nasıl gidiyor?" diye sorar, eh işte fena değil dersin. sonra yetinmez, "hangi bölüme gidiyorsun?" diye sorar. falan filan bölümüne gidiyorum denilir. "aa orayı bitirince ne oluyorsun?, iş var mı ki?, bizim bilmemkim de o bölüme gidiyordu.."der ve böyle gider bu.Bir zaman sonra okul biter, bir süre işsiz gezersin,bunalım takılırsın, ordan oraya başvurularda bulunursun, öyle stresli zamanlarda aynı insan her nerden çıktıysa yine ot gibi biter. "işler nasıl gidiyor? aa daha iş bulamadın mı? falanca filanca şurda çalışıyormuş, ben de öyle yoruluyorum ki artık yirmidört saat çalışmaktan..sen ne güzel yan gelip yatıyorsun" der. tövbe tövbe der geçersin. iş bulursun, bu sefer başka bir problem çıkmıştır artık karşına. herkes evlenmiştir sen bekarsındır. Al bir memleket meselesi daha. Üstelik, yine o meraklı insan çıkar karşına bir şekilde. "aaa sen hala bekar mısın? ee evlen artık yaa ...bak biz çoluk çocuğa karıştık artık, hani hatırlar mısın? bilmem kim işte onun düğünü var" der. Evlensen "niye çocuk yapmıyorsun?" diye sorar daha sonra da. Uzun lafın kısası, o sürekli soru soran insan, kaf dağının ardına da kaçsan seni arar yine bulur. işte o soru soran insan, aslında içinde yaşadığın ve sana herşeyi, herkes gibi aynı sıradanlıkta yaşaman gerektiğini dikte eden toplumdur; kimi zaman da içinde bik bik öten freud'un gösterişli deyimiyle üstbenliğindir. Ölene kadar daha rahat yoktur ondan.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük