bir yerden sonra sinir bozar. ona inat kendinizi daha da asık suratlıyken bulursunuz. bizim fakültede bu duruma örnek olacak bir fransız kadın var. bırakın üzgün olmayı normal durduğunu görmedim.
hoppipolla: sylvie doktor hastalığım için zatüre başlangıcı dedi. 3hafta evden çıkmam yasak.
sylvie: ahahahha amaaan bossver hoppi! geçer nasılsa. derste bir şey yaptığımız yok zaten.hahahahha
her ne yaşadımsa kendim yaşadım ve yaşayacağım deyip, hayatın şifrelerini çözmüş insan grubudur. onlarda sinirlenir, ağlar belki ama maske hep aynıdır. sürekli tebessüm eden bir yüz.
aklı başına vurmamış insandır. ya da çocuk akıllı bir insandır. çünkü çocuklar hep neşelidir, dertleri dert değildir. yetişkin olmak, dertleri de beraberinde getirir. "toz pembe bir dünya değil burası. nasıl surekli neşeli olabiliyorsun, sevgi kelebeği misin sen?" diye sorgulanması gereken insandır.
aslında, var olmayan insandır.
üzülmenin bir faydası olmayacağını anlayan, herşeyin, her olayın olacağına varacağını bilir. üzülmek ona anlamsız gelir üç kuruşluk dünya için değmez ve o yüzden içi kan ağlasa da neşelidir.