ayrı bir dünyaya aittir bunlar. günün her anında müzik dinlemek zorundadırlar. yemek, içmek, nefes almak vb. zaruri ihtiyaçlarından bir tanesi de yanlarında kulaklık taşımaktır. sanırsınız ki anasının şeyinden kulaklıkla çıkmış haytalar. bir çoğu kafayı sıyırmıştır. buram buram yabancılaşma çekerler. insan içine karışmazlar. arada sırada zorunlu oldukça çıkarlar dışarı. evde zaten odalarına çekilip bilgisayardan aynı kafa ütüleyen garip müziklerini dinlerler.
ulan biri ana avrat kaysa haberiniz olmayacak. godoşça bir tebessümle tek kulaklığı çıkartıp "efendim" diyeceksiniz. hayır kimden sıkılıyorsunuz? neden kaçıyorsunuz? kimse sizi anlamıyor öyle mi? çok farklısınız, kültürlüsünüz, bu dünyaya ait değilsiniz... mesela bir otobüste sağınızda, solunuzdaki insanlarla iki muhabbet edip hal hatır sormak yerine kulaklığı takıp kimseyi siklemiyorum, dünya yansa umrumda değil havsında gitmek size daha çekici geliyor. öyle ya. neyinize lazım. yerler sizi. hem kültür seviyenize göre muhabbet edemez kimse. sizden başka herkes salak çünkü. isamil yk dinleyip, kadın programları izliyor.
böyle sığırlara sinir olurum. ne kadar itici olduklarının farkında değiller. ara sıra kalabalık ortamlarda karşılaşınca aşağılayıp ağır hakaretler savururum. bir çoğu mezhebi geniş olduğundan duymadım ayağına yatar. ağzını açıp iki laf edemez. korkaktır bu tipler aynı zamanda. kulaklığı dolayıp sıkacaksın boğazlarını can çekişe çekişe gebersin kene kılıklı mahlukatlar.
Müzik dinlemesi de başkasına dert olan ibişlerdir. Şimdi çıkartıp kulaklığını seni yatırıp çatır çatır... Neyse işte o zaman dert olmaz sana. Kıçını tuta tuta gidersin.
Ulan ibiş, sen benim otobüste bilmem nerede kulaklığımı takıp müzik dinlememe takıyorsan eğer, senin o ekşi ter kokulu bünyenin hesabını ben senden nasıl sormalıyım. Yanında bir tane adam durmazken artistlik yapmak için yandan bakan senin gibilerin üstüne hafif şöyle kalksam ter kokuna bi de bok kokusu karışır da bakma işte. Hangisi kime daha çok zarar verir. Kültürle mültürle alakası yoktur bunun. Ha otobüste, durakta murakta ayaktayken tek elimle demiri tutup, tek elimle kitabı okuyorsam söylersin kültürlüler diye.
hayat onları yorar ama onlar serdar ortaç dinlemezler genelde. tüm sorunlar, sıkıntılar yormuştur, bezdirmiştir onları. çareyi her şeye kulak tıkamakta bulurlar. içlidirler, içtendirler bunlar.
öyle kimseye yukarıdan bakmak gibi bir amaçları da yoktur bunların. ömürlerinden giden basit bir günü daha bunalıma gidecek bir sebep daha bulmadan bitirmeye çalışmaktadır çünkü. kimisi babasına adıyla hitap eder (ismini söylemek baba demekten iyidir ona göre çünkü), kimisi doğum gününde lanet okur. yazıktır.
topluma kazandırmak için uğraşmaktayım bir tanesini daha.
ibiş midirler işte bu tartışmaya açıktır.
müzik dinleyene sözüm yoktur. müzik çoğu zaman bir ihtiyaçtır insanda ama bu ihtiyaç dünyadan kopup diğer insanlara topluluk içinde kapris yapabileceğin anlamına gelmiyor. Olayı müzik dinlemeye değilde kulaklık kullanmaya bağlıyorum. Adam gibi kaliteye sahip bir kulaklı kullanırsanız sesi sonuna kadar açmanız gerekmez çünkü gelen ses sizi gayet tatmin eder; eğer dahasını istiyorsanız sizin niyetiniz üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Hele birde bilgisayar kulaklıklarını alıp çıkanlar vardır ki onlar ayrı bir dert. Bisikletle dünya turuna çıksan tamam kardeşim ama alt tarafı dolmuşta müzik dinleyeceksin ya bende sürekli müzik dinliyorum ama arada bir kulaklığı çıkartıp bakıyorum çok duyuluyormu diye çünkü kimse benim dinlediğim şeyi dinlemek zorunda değil. yüksek sesli dinleyenlere laf etmişken birde işin diğer tarafı var tabiki, sırf gençliği eleştirmek için sinek vızıltısı kadar çıkan müziğede karışan takıntılı teyzeler. Dolmuşun kapısı açılırken çıkan tıss sesinede karış o zaman. Ne görmemiş gibi sesi açıp o teyzelerin ağzına laf vereceksin ne de kulaklıkla gezip müzik dinleyen insanları takıntı haline getireceksin işin en iyisi.