Yaşadığımız anın değerlendirmesini yapamıyoruz.
Geçmişteki olaylar, üzerinden zaman geçmiş olaylandandır ki bu olayların sıcaklığının geçmesi ile onların değerlendirmesini yapabiliyoruz. An içerisinde mutluluk duysak da mutluluğun yokluğunda kendimize mutlu olacak özlemler arıyoruz.
Geleceği bilemeyeceğimize göre geçmişteki mutluluklarımız özleme dönüşüyor.
An içerisinde ve gelecekte de mutlu olamayacağımızı varsayıp geçmiş ile yaşıyoruz.
Geçmişteki kötü olan ne var ise unutup güzelliklere odaklanıyoruz.
ilk ve ortaokul çağlarıma özlem duyuyorum. Tek derdimiz samsung e250 sahibi olup tripkolik falan dinlemekti, birbirimize bluetoothdan müzik atardık. 1 ytl harçlık alırdık ve bize yeterdi. Hey gidi günler hey. Şimdide gelecek kaygısı, vize finaller, iş hayatı, evlilik vs düşünmekten ömrümüz çürüyor.
Kendi kendinizin sonunu getirmek istemiyorsanız acilen bırakmanız gerekir. Özlem duyduğunuz ne varsa ya sizi terk etti ya da siz onu bıraktınız. Her halükarda bitmiş bir şeye kuru bir özlem daha çok yıkıma sebep olur. "Özleme" demek kolay. Biliyorum ama özlemek acılı bir şarkıyı defalarca başa sarmak gibidir. Içinizde ukde olan söyleyemedikleriniz, söyleyip pişmanlık duyduklarınız..
kısacası sancılı bir ölümdür geçmişe özlem.
Geçmiş çok şahane olduğundan değil, bugün o kadar da mutlu olmadığımızdan. Gidip sığınacak geçmişten başka bir şeyimiz olmuyor bazen, biz de onu özlediğimizi sanıyoruz. 10 yıl sonra da bugünü özleyecek durumda olmayız inşallah.
Üniversite bittikten sonraki her günümdür. iş telaşı, kpss vs. derken sürekli üniversite zamanlarım aklıma geliyor. Ne güzel dönemlermiş be, geri dönmek istiyorum arada kalmak çok zormuş.
buraya uzun uzun yazılar yazabilirdim, neyse ki imdadıma yine bir şevki bey bestesi yetişti.
nedendir bu dil-i zarın figani adlı harika bir bestesi vardır kendisinin. O 30 senelik yaşamına sığdırdığı en güzel eserlerden birisidir. Ne vakit gönül eskilere, geçmişe özlem duysa, derin hüzünlere gark olsa, fonda çalıyor olur bu güzel beste.
--spoiler--
Nedendir Bu Dil-i Zarın Figanı
Hayal Eyler Gönül Geçmiş Zamanı
Geçen Demler Değer Misl-i Cihanı
Hayal Eyler Gönül Geçmiş Zamanı
--spoiler--
Geçmişte içimizde ukte kalan, bir şekilde pişmanlığını duyduğumuz olayları, beynimiz sürekli hatırlayarak onları onarmaya çalışıyor. Her hatırlayış aslında o hatıranın biraz daha silikleşmesidir.
93'te doğmuş biri olarak bunu çağ atlamaya bağlıyorum. Çağ atlamak derken gelişmişlik manasında demiyorum. Hayatın akışının değişmesiyle alakalı. 2000 öncesini hayal meyal hatırlarken 2009 a kadar da her şey çok farklıydı. Şimdi bakıyorum çocuklara gelecekte bu günleri özlemle anacak bir şey göremiyorum. Mesela mavi önlük görünce duygulaniyorum ama şimdiki çocuklar sivil gidiyor okula. Bayram desen şeker toplayan yok. Bu saatte tek tek örnek veremem ama bunun gibi bir sürü şey.
Hatırlamak, gülüp geçmek güzeldir ama gündelik hayatı etkileyecek kadar geçmişte yaşamaya başlandıysa maalesef geçmiş olsun, nur topu gibi bir depresyona sahipsiniz.
Yaşadığın zamanı sevmeme durumudur. Öyle ki bazen hiç yaşamadığın zamanları seversin. "Bak eskiden böyle böyleymiş. Ne de güzelmiş. " Diye düşünüp o zamanlara gitmek istersin.
geçmişe özlem duymanın duygusu her zaman için pişmanlıklar adına değil, biraz da deyim yerindeyse o eski sizi özleme adına yapılandır. bu duygu durumunu yoğunlukla yaşamak da iyi değildir zaten. çünkü gelecek adına bir hedefiniz olmaz. hep geçmişle kıyaslarsınız. ben mesela, geçmişi çok özleyen biriyim. ama yok yani. özlediğimle kalıyorum. ha özlemek de sevdaya dahil olayı var diyebilirsiniz. bilmiyorum. biz büyüdük ve kirlendi dünya. özlemimiz bazı şeyleri geri getirmeyecek belli ki.
Var olan hayatınızın monotom ve sıkıcı geçmesindendir. Bir diğer sebebi ise Geçmişte olan dertlerimizin ve sorumluluklarımızın şimdi ki kadar yoğun olmamasıdır.
Çalışın arkadaşlar. Bir meşgaleniz olsun. Düşünmeyin böyle şeyler. Duygusala bağlamayın yoksa hayatın her tokatı sizi daha çok küçük emrah yapar.