Sözlükte bol bol bulunan yazarlardır.sürekli eski şeyler(her ne olursa olsun) daha guzeldir onlar için.hatta bu insanlardan tüm türkiyede bolca bulunur.
büyüdükçe çevredeki orospu çocuğu sayısı da arttığından dolayı, her daim geçmişi anarak eski aile ve arkadaş ortamını özleyen yazarlardır. haklılardır.
Bir yerde okumuştum ya da duymuştum, beyin kötü anıları hafızada tutmazmış, çünkü insan buna dayanamazmış, bilmiyorum belki ondandır.
Daha birçoğunuza göre belki hayatın başındayım, 20 yaşındayım. inanır mısınız, 20 yaş sendromu diyen bile oldu. Kendimi o kadar yaşlı hissediyorum ki, yaşlı insanlar bile bu kadar geçmişi düşünmezdir.
Sanki her günüm bir öncekinden daha kötü gibi, gerçekten mutlu olduğum anlar sanki hep geçmişte kalmış gibi. Sanki bugünlerde hiç gülmüyorum gibi. Halbuki gülüyorum da, o kadar kötü değilim. Ama bilmiyorum, içimdeki bu geçmiş özlemi bitmiyor.
Liseyi özlüyorum, eski arkadaşlarımı özlüyorum, lisedeyken ilkokulu özlüyordum, o zamanki her şey daha iyi, daha basit gibiydi.
Hayatı ciddiye alamıyorum, sonunda ölüm gibi bir şey varken. Ama ölüm bu hayattaki en ciddi şey. Biri ölür, sen çok üzülürsün, ama ona da alışmaya başlarsın. Sonuçta hepimiz ölüm duygusuna alıştık. Buna rağmen okula gidiyoruz, işe gidiyoruz, sigaramızın bitmesini problem ediyoruz, sınavdan kalınca sızlanıyoruz.
Çok büyük felsefi cümleler kuramıyorum. Ama o geçmişte yaşanan şeyler, ne bileyim ya daha mutluyduk işte. Biliyorum herkes düşünür geçmişi. Ama bu kronikleşti bende. Her allahın günü, her akşam, her sabah.
Yalnız kaldığım her an aklımda. Özlediğim çok insan var hayatımda. Geçmişe bu kadar odaklanınca, inanın bana gelecekle ilgili hayaller de kuramıyorsunuz, çünkü geçmişle yaşıyorsunuz.
Neyse gece gece öyle bir içimi döktüm. Herhangi bir konu güdemedim kusura bakmayın, rastgele döktürdüm işte.