Beyazıt meydanında bulunan, bilimum kahvaltı ürünleri satan yaşlı amca.
Dışardan her şey çok normal gözükse de sandviççiye girince atmosfer bir anda değişiyor. ilk önce amca ''hoşgeldin bitanem, canım benim'' sonrasında ''içinde ne olsun hayatım'' diyor. Dikkat ediyorum başkalarıyla bu denli konuşmuyor bu adam. Bana mı göz koydu acaba?
sandviç hazırlanıyor, parasını ödeyip çıkacakken ''sevgiler canım'' deyip öpücük atıyor.
Namuslu duruşumdan ödün vermiyorum tabiki, ''hayırlı işler'' deyip çıkıyorum. Sandviç açık ara en iyisi olmasa gitmem aslında. Adam herhalde içine sevgisi katıyor. *
üzerinden yıllar geçmesine rağmen hâlâ aynı istikrarla devam eden abimiz.
4-5 gün ihmal ettim kendisini. Rakip sandviççilerden, börekçilerden beslendim. Ama o samimiyet, o lezzet hiçbirisinde yoktu.
En sonunda yine döndüm kürkçü dükkanına. "Hoşgeldin" dedi. "Hoşbuldum" dedim. Birtanemler, canımlar artık yerini soğuk bir üsluba bırakmıştı. "içinde ne olsun?" Dedi. Buruk bir suratla "krem peynir, zeytin, jambon, kaşar, domates, salam, yumurta ve salatalık" dedim. "Amerikan salatası da olsun mu?" Dedi. Biliyordu ne yediğimi. Yıllardır beni görür görmez ezbere hazırladığı sandviçi artık sorarak hazırlıyordu. "Kalsın" dedim. Son bir bakış atarak kapıya doğru yöneldim. Gitme, beni bırakma der gibiydi gözleri ama diyemedi. Usulca uzaklaştım.