zaten hep ağlıyorlar. böyle bir bünyeyle yaşamak zor olsa gerek deyip kendimize, dinlemiş ve anlamış gibi yapıyoruz karşılarında. oysa siklediğimiz yok. büyük bir facia-dram yaşanmadıkça erkeğe zamanla bu türden acılar sadece holiyvud filmlerinde bebek yüzlü çocukların yazlığında geçiyor gibi geliyor. değersizleşiyor acılar kısacası. acılarımız karşımızdakinin acısından daha değerli ve önemli hali alıyor. aslında bizde bir anlatsak başından her şeyi. belki rahatlayacağız karşılıklı.
en iyi arkadaşlar susan arkadaşlardır oysaki. bunu anlayamayacak ve kendi sorununun çözümünü, bir omuzu delik deliş ederek aramakla bulunmayacağının çoktan farkında olması lazım insanın.
eski aşklarınız, babanızın 'sizinle ilgilenmemesi' zart zurt dedikçe siz, ben sinirden erekte olup, garson bey iki bira diye direktif veriyor, gece de bu siniri götünüzden coşkuyla çıkartıyorum.
hoşunuza da gidiyor. birden hayatınızda ne oluyorsa önemli biri oluyorum ağlamayı kesip.