-hemşire geldi "napıyon? neediyon?" diyor, lafa tutuyor sözde beni. benim kolda serum var, baktım oradan bi zımbırtı soktu. ulan noluyor demeye kalmadan, küt!.. kafa gitti benim aga. gözümü bi açtım, bi bok göremiyorum.
ameliyat olup da şu tarz bir muhabbet yapmayan insana ben insan demem arkadaş.
alırsın meşrubatını, kapısını çalarsın, vefa önemli tabi.. "e abi nası geçti ameliyat?" diye sorduğunda sana hemen anestezi serüvenini anlatır.
ya ne anlatacağıdı? ameliyata dair bi onu hatırlıyor adam. ama hep aynı cümleler olması sizce de biraz tuhaf değil mi? eminim değildir, çünkü anestezi işleminin daha farklı nasıl yapılabileceği konusunda benim de bi fiktim yok. konuya çok da hakim değilim açıkçası.
evrensel dedik, bence başka yerlerde de baştan geçen anestezi hatırası aynı tip cümlelerle anlatılıyor. şimdi gidelim ve ingiltere'nin sandırlend şehrindeki bir ailenin evine konuk olalım. çay içer kalkarız.
-the nurse came and she said: "how are you? ne var you?". there is a cerum on my arm, she insert a zimbirti. i couldn't say "ulan what is this?" küt!.. my head gone, brother.. open my eyes, i couldn't see a shit.
evet, bu da hakim olmadığım başka bir konu idi. sağda solda "orta seviyede ingilizcem var" dedim. çaktırmayın..
genelleme yapıldığı doğrudur fakat kişiye göre değişiklik gösterebilmektedir. şöyle ki biçare şekilde kesilmeyi beklerken birden mahkeme duvarı suratlı bir anestezi uzmanı çıkagelmiş, yüzüme bakarak şimdi seni uyutucam demiş ve akabinde kolumdan verdiği her ne zıkkım ise birden nefesim kesilmiş, her yanım felç olmuş gözler kapanıp kapanmama arasında gidip gelirken son olarak nefes alamıyorum diyebilmişliğim vardır. sonrası malum uyuduk ama nasıl uyudum onu birde bana sor.
değildir efenim. lokal anestezi denilen bir mefhumdan ötürü değildir. zira beni canlı kanlı keserlerken de, maktapla kemiği oyarlarken de, pimi yerine sokmak için çekiç gibi bi zımbırtıyla pimi dizime çakarken de uyanık kalmış birisi olarak pek evrensel olduğunu söyleyemem. zaten o omur ilikten soktukları iğne ve zerk edilen ilaç yüzünden 15 gün ölümüne baş ağrısı çekmişimdir ki aynı ızdırabı başkasının çektiğini zannetmiyorum. bu bana özel bir durumdur ve siksen evrensel olmaz.
valla lan, canım çekti anlatayım;
3 mart 2009, sgk göztepe eğitim ve araştırma hastanesi. 3. kat ameliyathane, öğlen 13.00 civarı.
lokal anestezi uygulanacağını bildiğimden ötürü nasıl olacak merakındayım. önce damar yoluna serum bağlanıyor buz gibi. 5 dakikada vücudumda dolanan tüm kan buz gibi oluyor. sıcacık dötüm titriyor bildiğin. sonra anestezideki çıtı pıtı hatunlardan biri geliyor, önümde ampulden biraz ilaç çekiyor şırıngaya ve sedyede dik bir şekilde otururken kuyruk sokumunun 5 parmak üzerinden o orta parmak büyüklüğündeki iğneyi sokuyor omuriliğe doğru. artık soğuk serum yüzünden götüm donduğu için mi hissetmedim yoksa hatunlar güzel, çıtı pıtı deyu renk vermemek için mi bi ses çıkarmadım bilmiyorum ama giren iğne öyle böyle bişey değildi hacı. gördüm yani, o zımbırtı ki orta parmak uzunluğunda iğne, girdi lan bana bildiğin. sonrası malum. kötürüm gibiyim. belden aşağısı yok. ameliyathanenin yolu tutulur, serum, pulse, sonda, oksijen vs gerekli aparatlar vücuduma entegre edildikten sonra doçent önderliğindeki bir grup uzman tarafından kesilip biçilmeye başlanırım. canlı kanlı izlerim durumu, adamların skinde değil benim onlara bakıp bakmadığım. gayet soğukkanlı bir şekilde eleman neşteri aldı ve 5-6 yerden kesti beni. parmağını soktu çıkardı falan böyle bi garip hissettim. yani esasen sokup çıkardığını falan hissetmiyorum da işte o yüzden bi garip hissettim. o an aklıma geldi, la bunlar beni zikse ben hiç bişe hissetmem şimdi diye. taze oksijen başımı döndürdü bi ara, dedim herhal gidecem, zor sabrettim yahu. 3 saat 45 dakika konuştular, parmaklarını sokup çıkardılar sona doğru matkap gibin bişeyle kemikleri önce deldiler, sonra başka bişeyi o deliklere çaktılar falan, anlatamam yani. ben de gayet normalmiş, sanki hergün gidip ön çapraz bağ ve menisküs ameliyatı oluyormuşum gibi öylece izledim.