allah senin belani vermesin demek istiyorum. dandik yazar seni. ne ariyosun ne soruyosun. oldu mu kaldi mi bu kardesin allah'in cin'in de demiyosun. nasil bi ablasin sen. bende merak ediyorum tabi ne yapti bu supurgesiz hanim alamanyalar`da hayat nasil gidiyo yumurtadan baska bisi yemeye basladi mi diye. ama yok bi turlu pistide olamiyoruz ki nette.
velhasil; ozledik seni be supurgesiz arada bi sor halimi hatirimi. kendine de iyi bakmayi unutma. zaijian
biz biz üniversteiliyz biz, biz biz üniversiteliyiz...yuppiiiiiiiiii.
sonunda alman milli eğitim bakanlığı bu cevheri keşfetti.
o artık üniversiteli...
tebrik ediyoruz.
ayrıca modaya ayak uydurdu hadi hayırlısı*
gecenin bir yarısı dolaylı olarak dahi olsa süper bir şiirle tanışmama sebep olmuş yazar kardeş...üstelik sevgilimi okumaya gönderdiğim ellerde okurmuş o da..sözlük sayesinde öğrenmiş oldum.
nerde o ankarada denizi seyrettiğim yiğidim diyesim geliyor.
özledim ulan kendisini hemde çok fena yani.
burdan kendisine sözlük aracılığıylan sesleniyorum
yiğidimmm burda sana aşık biri var, ankaraya geldiğinde seni bebelerimle karşılıycağım inşallah.
geçen yine denizi seyrederken geldin aklıma.
hadi tchus selam söle herkese
bak şimdi bu öyle bir insan ki günde 3 kere dövmezsem rahat uyuyamam. kafasına tekme atayım bunun, ağzına yumruk vurayım anca öyle rahatlarım. ama perdelerimi kaldırınca da çok severim bunu. 1 seneden uzun süredir muhabbetim var bunla lakin şimdi açıp baksak 1 senede ne konuşmusuz elle tutulur, ne sırlarımızı paylaşmışız, bizim haricimizde kimse bir şey göremez.
ama bunu ne kadar seversin desen bana sen şimdi? böyle kollarımı açıp kocaman seviyorum derim. tabi bunun yüzüne söylemem. şımarıyo sonra, dövmem gerekiyo yine.
bu böyle sevimli bir şey ki kıyamazsın. ama ben kıyarım arkadaş. seviyorum çünkü.
hele bir de klavyesinde "ı" harfi yok ya. aman. bana "senin agzini kiririm :@" yazıyor. ben gülüyorum. kiririm ne ya? ahahaha. yürüüüüü.
yarın çok * önemli sınavı olan yazar. gelmesiyle ve kavuşmamızla bağlantısı bol olan bu sınavı kazanması için dua edip başarılar diliyorum. öperim bide gözlerinden.
ahahaha, canım ya. nasıl da şeker, efendi, üsturuplu, lafını sözünü bilen bir insandır o.
böyle konuşunca iyi, böyle konuşunca güzel di mi? yürü lan! hatta yürrrrrüüüüü lan!
kendisiyle tanışlığım vardır, üç-beş muhabbet etmişliğimiz mevcuttur. baştan iyi biri gibi görünse de kanmayınız annem, ben kendimi zor kurtardım bu şirret varlıktan. her türlü pislik bunda; yerlere tükürmek, kadınları taciz, geceleri gasp, sahte pasaport, siyam ikizi, günter verhoygen... daha neler neler. daha geçen gün bana çok pis küfretti, ne dediğini söylemiyim entryi okurken yemek yiyen arkadaşlar olabilir, tiskinmelerini istemem. sanki bana söylememiş gibi tavır takındım, duymamazlıktan geldim. eli de ağır, vurduğu yerde mor bitiyo. neme lazım ayol!
ha bir de lost izliyo bu, çok anlıyomuş gibi. sun ile jin'i hâlâ japon zannediyo. öğretemedim her çekik gözlünün japon olmadığını.
ulan senin neyine lost be :@ defol, yıkıl karşımdan. terbiyesiz. utanmaz. rezil. rezil!
tanım: bütün gün beraber kolpa yaptığım muhterem.
tanım vol.2: kolpa yapmaktan bıkmadığım, bıkmayacağım dayak arsızı.
tanım s01e03 : almanya'da yaşadığı için kıskandığım zat. bi de frankfurt diyo bana, bi de frankfurt diyo. ayntrankt frankfurt! ohhşş, isme bak lan. nasıl böyle bir isim koyacak kapasiteyi verdin insanoğluna yarabbi! (borisya mönşengladbah'a girmiyorum bile dikkat ettiysen.)
kendisiyle şöyle bir monolog diyalog arası birşeyler yaşadığım insan.
süpürgesiz telefon elinde mesaj yazarekn telefon şarj bitme uyarısı verir. *turkcell şarj aleti var mı, bunun şarjı bitiyormuş? *yok canım nokia var ama bunu sözlüğe de yazarım.
onunla birlikte aynı ülkede olduğum için heyecandan uyuyamıyorum.
aynı şehirde olmak için gün sayıyorum. ben hayatımın aşkını buldum, darısı herkeşe.
(bkz: seni seviyorum aşkım sonsuza dek)
