candır, canandır. sıra sizden sonraki müşteriye gelene kadar geçen süre içerisinde o poşeti açıp ürünlerinizi içine koyma becerisinin sizde olmadığını anladığı anda yardım eli uzanır, poşet açılır, kalbe huzur dolar, bedene rahatlık çöker. *
hızırdır. neden mi? efendim o lanet poşetler açılmaz bir türlü. siz o işi becerememenin verdiği panik ve heyecanla yapacağınız varsa da yapamazsınız. gecen her saniye size dakika kimi zaman saat gelir. sıpır sıpır terleyenleri kıp kırmızı kızaranları da gördüm. bi de başladı mı sıradaki müşteriler söylenmeye. işte o an aldığınız ne varsa oraya bırakıp koşarak uzaklaşmak istersiniz. gözleriniz dolar ve işte o melek yüzlü kasiyer belirir karanlığın içinden - aslında genellikle asık suratlı oluyorlar ama iyi gidiyoruz böyle güllük gülistanlık- "alıyım ben onu" der ve tek tek açar bütün poşetlerinizi. "sen ne güzel şeysin kasiyer ablaaa" diye bağırasınız gelir ama bağırmayın lütfen yeteri kadar rezil oldunuz zaten.
daha ileri versiyonu, poşeti açmakla kalmayıp, aldığınız malzemeleri poşete yerleştiren kasiyerdir.
muhtemelen çalıştığı süpermarketin uyguladığı bir şeydir ama sıkar. gerçekten sıkar. ben koyabiliyorum poşete her şeyi, allah'a şükür elim ayağım tutuyo, dahası üç beş bir şey alıp, beş kuruş para verdim diye bu kadar yağcılığa hiç gerek yok sayın süpermarket yetkilileri. bir şey lazım olursa gene gelir, alışveriş yaparım sizden. dahası siz bana böyle yağcılık yapıyonuz diye, sırf bu yüzden de sizi tercih edecek değilim. gidin yaşlı teyzelere, amcalara falan yardım edin, o zaman olur.