işte o an, tam da o an fonda ferdi Tayfur'dan "sen de mi leeeeeylaaaaa, sende mi leeeeylaaa" şarkısı çalar..
Sizi gören bakkalın aniden yüzü düşer, bakkal naçar, bakkal aldatılmış, bakkal başkasının çıtır çıtır ekmeklerine gemlikden yeni gelmiş zeytinlerine yenik düşmüş, bakkal biçare..!
Bunu gören, mıstır masıl aniden zıplar raftan, ağzınızın ortasına uçan tekme atar, neye uğradığınızı anlamadan ace reklamlarındaki 'cııırt diye cırrtladı Ayşe teyze' gelip ağzınızı yırtar, milka reklamlarındaki mor inekler gelir ağzınıza sıçar, cipso'daki yiyin gariiiiii diye bağıran teyze elinde patateslerle sizi kovalamaya başlar, eve kendinizi zor atarsınız kapıda puding kardeşler kato, muzo, çiko'nun saldırıdına uğrarsınız..!
O yürüyüş bir gerilim filmine dönüşür...
Yeni kesilmiş saçla eski berberin önünden geçmek gibidir. Bakkalın sert bakışlarına maruz kalırsın eve girene kadar. Ancak yolu uzatıp bakkalın göremeyeceği taraftan eve gidersen bir sıkıntı yaşamazsın.
süpermarket poşetleriyle bakkalın, önünden geçerken iki durum vardır. ilki bakkal ile eğer, samimi değilseniz poşetlerin görünmesi sorun değildir. şayet samimiyseniz işte o zaman sıkıntı olur. bakkal size bir şey söylemez fakat o insanın yerine kendinizi koyunuz hiç iyi şeyler düşünmez. bu gibi durumlarda süpermarket alışverişlerini geceleyin yapmak en mantıklısı. hem bakkalın, gururu kırılmaz hemde siz racona ters hareket etmemiş olursunuz.
bakkalın bir çok süper hatta minik markete göre pahalı pahalı geçirmesinden mütevellit kafaya takılmaması gereken durumdur. her sevdiğimiz insana muhabbetimiz var diye çıkarıp para vermiyoruz ki.
çocukluğa dair unutulmaz anılardandır. 90 doğumlu arkadaşlarımızın bakkal kültürünü bilmemesinden ötürü çok da yaşamamış olduğu bir durumdur bu sıkıntı. kişiyi iç sıkıntılara gark eder. neticede o sizin bakkal amcanızdır, ona ihanet etmiş gibisinizdir.