Kastamonu nun bir ilçesinde karısına ve çocuklarına ekmek getirmek için ormancılık yapıyordu mario. çok paraları yoktu mario ailesinin ama mutluydular . yine de hayatın zor geçim şartlarında sadece ormancılık maaşıyla geçinemiyordu mario.
bu yüzden dağdan kaçak ağaç indirmeye başlamıştı mario. bu şekilde belini doğrultabileceğini düşünüyor. yasak olduğu için geceden geceye, kimse farketmemesi içinde zor yerlerden indiriyordu ağaçları. yine bir gece mario dağda ağaç kesiyordu. vakit ocağın 15 i olduğu için keskin bir soğuk vardı. derken mario karşısında birden 2 metrelik bir ayı gördü, ne yapacağını bilmez bir halde kaçmaya başladı. tam o sırada yuvarlanarak kafasını büyük bir taşa çarptı. uyandığında ise büyülü bir dünyada karışını kurtarmaya çalışıyordu.
Maraş'tan 70'li yıllarda istanbul'a göç eden bir ailenin 9 kardeşten en küçüğüdür. ilk başlarda balıkçılık, restorant(italyan bıyığından) işlerine bulaşmış parayı bulamamıştır. Daha sonra açtığı küçük tezgahta mantar çorbası, mantar kurabiyesi, mantar kebabı satmaya başlamış ve yavaş yavaş zengin olmuştur. 90'lı yıllarda istanbul'a gelen Japonlar bu abimizi görmüş ve ülkelerine gittiklerinde oyununu çıkarmıştır. Oyunu oynayanlar bilir her oyunun amacı prensesi kurtarmaktır bu da bizim milletin karı-kız sevdasından gelir. Ayrıca Kanalizasyon çukuruna inmek filan yine bizim ülkemize has şeylerdir.