sözlük kötü adamların elindeydi, sunucu ile oynayıp oynayıp duruyorlardı... zall'ın bu olanlardan haberi bile yoktu... inanılmaz bir gerçekle yüz yüze geleceğini de bilmiyordu... işte o gerçek: salca denen moderatör, sözlüğü kötü adamlara vermişti! sözlüğün tüm ayarlarıyla oynamışlardı...
july4th ısrarla salca'ya: 'bu yaptığın doğru değil, zall abim bunu öğrenirse kafanı gözünü yarar haa.' diyordu; fakat salca'nın umrunda bile değildi, şuh kahkasını basıyordu bir kez daha ve bir kez daha... o güldükçe, july4th: 'ne yapıyo bu deli manyak pis liseli , çarşı kaçkını piskopat herif.' diyordu.
bunları duyan ece kscg bir yol bulmaya çalıştı ve zall abisi geldi aklına... hemen onu bulmaya çalıştı; izmir'den istanbul'a gidip zall'ın izini sürdü.
en sonunda da buldu!
durumu zall abisine anlattı; fakat o da nesi! zall inanmadı bile, bir de ece kscg ile dalga geçti...
işte o vakit ece kscg'nin zall abisine olan sevgisi de saygısı da bitmişti... ama ece'de inanılmaz derecede insan sevgisi vardı; bir kere daha denedi. zall'ı ikna etmeye çalıştı; fakat başarılı olamadı.
öylece çekip gitti...
ece kscg pes etmedi! jimmy wales denen kişiyi aradı, jimmy'i ece kscg'nin uzaktan bir akrabasıydı. onunla konuştu, durumu ona anlattı; fakat o bile ece kscg'ye inanmadı... yine bir ece kscg zırvalıkları dedi ve telefonu ece kscg'nin suratına kapatır gibi oldu; ama kapatamadı; çünkü ece önce davrandı, ve ece kapattı!
tabii olaylar hiç bitmiyordu... sözlüğe mayınlar döşemişlerdi, sözlük havaya uçacaktı; ama ece kscg bir kez daha sözlüğü kurtardı ve hemen zall abisine haber etti; tüm bu olanları.. süper kahraman zall abi, geçmişi de düşünerek ece kscg'ye inandı ve hemen olaya müdahale etti. önce bu işi kimlerin yapacağını araştırdı, ece kscg de ona yardım etti.
önce bir duruldu, sonra mantıklı olmaya karar verdi daha sonra da sözlüğü bir kez daha kurtardı...
tabii ece kscg de tüm bunlar olurken saat kulesi'nin önünde bekliyordu... zall intikamını almıştı, sonra bursa'ya doğru yola çıktı; çünkü salca'da ona ihanet etmişti, sözlüğü kötü adamlara vermişti; intikam alacaktı!
ama salca'yı bulamadı, meğerse salcafransa'ya gitmiş! paraları çatır çatır yiyormuş!
Bir hayalimsi, bir hikayemsi, bir bir garibimsi bir şey.
8. nesile bayağı bir kişi ilkokullu diyordu, aşşağılıyordu falan ben de ciddi ciddi dedim lan yoksa ben ilkokuldan mezun olalı yıllar geçmedi mi hayal mi kuruyorum falan paranoya başlayacaktı. Sonra altıncı nesil yazarımızın bu başlığı beni gerçeğe döndürdü. Yaşın, diplomanın nesille alakası yok evet..
olaylar biter mi? bitmezz... sözlüğe saldırı başlamıştı; o da nesi! nesillerin savaşı cereyan ediyordu! zall bunun kim tarafından başlatıldığını araştırmaya başladı... elbette ona yardım eden yine ece kscg idi.
zall tüm nesilleri araştırmaya çalıştı. yorulmuştu, bitkin ve halsizdi. iki gün boyunca derin araştırmaların içerisinde kaybolup gitmişti... en sonunda ece kscg'yi çağırdı ve ona bir mektup verdi, mektup uludağ dağları'ndaki uludağ sözlük imparatorluğuna gidecekti ve zall, ece kscg'ye şunları söyledi: 'ne olursa olsun mektubu açma; eğer hayatın tehlikedeyse işte o zaman açabilirsin...'
ece kscg, ejderahsını çağırdı ve uzak, çok uzak uludağ dağlarına doğru yola çıktı... yolda ekşi sözlük imparatorluğu'nun ajanları ile karşılaştı; fakat onları yola döşediği mayınlar sayesinde yendi.
ece kscg bir an önce mektubu ulaştırmak istiyordu; fakat yollar uçarak bitmiyordu... zall'da bekliyordu; öylece bekliyordu... en sonunda ece kscg uludağ sözlük imparatorluğu'nun topraklarına ayak basmıştı. ejderhasını, ejderha park yerine bırakmıştı. hemen ikinci zallios'un yanına gitti ve mektubu teslim etti: mektupta nesil savaşlarını başlatanların ip adresleri vardı.
2. zallios ece kscg'ye teşekkürlerini sundu ve ece kscg oradan ayrıldı.
süper kahraman zall bir kez daha görevini başarı ile yerine getirmişti ve halk onu selamladı.