insanın sevinçten içi içine sığmazken, bütün bir evren ve hayal kırıklıkları ile tıka basa dolu geçmişle ateş kes imzalanmışken, gönül, sevgili adayından, onun pırıl pırıl gülen canım yüzünden bir-iki metre uzaklaşmayı bile kabule yanaşmazken, her iki taraf da ertesi gün sabahın köründe kalkıp işe ya da okula gideceğinden, hadi onu da geçtim, kız ailesi ile birlikte ikamet ettiğinden ya da daha ilk randevu sonrası evine davet etmeyi uygun bulmadığından, sağda solda çömüm çay içmek, kendi kendine sırıtmak, sonra etrafta birkaç ayyaş ve serseriden başka kimse kalmadığını görüp gönülsüzce de olsa eve dönmek, o geceyi uykusuz ama pek bir mesut geçirmek...