Önceleri hekimlik alani sistematize edilemediginden anadoluda sünnetçilik yapan fenni sünnetçiler vardı.
Köylü gelir cebinden cıkardıgı üç-beş lira ile sünnetçiye birkac kilo lokum alırdı. Müdahalenin karsılıgı böyle ödenirdi.
Sünnetçi çocugun pipisini keserken kirvesi de çocugun agzına bir parça lokum verirdi. Çocuk bu sırada lokumun tadıni mı yoksa kesimin acısını mı düşünsün derken, sünnet biterdi.
Belediye sarayında yapılan dügünde bana da tofita vermişlerdi.
işlerinin ehlidir, ağza büyük bir lokum sokar sonra kuşa bak der yukarı baktırır usturayla işi bitiridi, eskiden mahallede berberlik yapardı çük kesmediği zamanlarda saç keserdi.
--spoiler--
Adamın biri sünnetçi dükkanının önünden geçerken dükkanın vitrinindeki şemsiye dikkatini çekmiş.
- Hayırlı işler hemşerim. Sizin vitrinde şemsiyenin ne işi var, sünnetle ne ilgisi var şemsiyenin?
- Eee...Vitrine ne koysaydık yani?
--spoiler--
aylar öncesinden gün alınmıştır; pipinin yarısı gidecek ve erkek oluncaktır. çocuk heyecanlıdır şanslı yarışmacı. sünnetle ilgili sorular sorar, erkek olacagım diye ortalarda dolaşır. ta ki o gün gelene kadar.
gece yatağa annesinin öpücüğü, babasının şakaları ile girer. gözlerini kapatır, uyumaya çalışır fakat yapamaz. saatlerce döner durur. karizmayı çizdirmek istememektedir fakat göt gibi tırsıyor dur. saatler geçer, sabah ezanıyla uykuya dalar. rüyadasında bunu kovalayan sünnetçilerden tut, baltayla çük kesmeye kadar şeyler görmüştür. gözlerini açar. göt korkusu iyice tavan yapmıştır ve bunu yavaş yavaş saklayamamaya başlamıştır. "hastayım", "yarın olsam olmaz mı" gibi şeyler söylenir. saat yaklaştıkça yüzdeki korkunun ifadesini göz yaşı alır. kaderden kaçış yoktur. zil çalar, sünnetçi kapıda belirir. göz yaşlarından sonraki evre olan çığlıklar başlar. erkeklik yerini pipi sevdasına bırakmıştır.*. ardından çocuk çığlıklarla yatırılır, hediyelerle avutulur ve "sünnetçi" alet edevatı çıkarır, çükün yarısını götürür.
ve akılda kalan tek şey:
-amına koyayımmmmmmmm dır.
adamcağız; işini yapar, çocugu erkek eder, küfürünü yer ve evine gelir.
fukaralıktan dolayı toplu sünnet töreninde kesilmiş birinin tepiğini burnunda hisseden çük yontar. o an kasap gibi görünmüştür hayvan gibi sıraya sokulup eli ayağı bağlanmış ufaklığın gözüne...
eski sünnetçiler deneme yanılma yöntemiyle uzmanlaşıyorlardı. herkese öğretildiğini zannetmiyorum. çoğu berber olduğu gibi aslında barbardı. giden masum pipileri siz düşünün.
çük budayıcısı, alet tamiratı yapan kişi.. şaka bir yana, gerçekten de peygamber efendimizden gelen sünnet bir davranış olarak, hem de daha sağlıklı bir olay için, yüzyıllarca süre gelen zaman içerisinde müslümanlarca yapılan sünnet eylemini gerçekleştiren, işinin ehli olan kişi..