sünnetimi tam olarak 19 ağustos depremi kesti ve aklımda sadece manisi kaldı.
duydunuz mu?
ah şu babam yok mu?
aklına taktı beni.
20 ağustosta kestirecekler şeyimi.
düğün dernek kurmuş,
elaleme yayar gibi.
sünnet edecekler beni
muzu soyar gibi.
dedim ki bu iş bitsin,
fazla zamam geçmeden.
biraz daha büyüyüp
iş satıra düşmeden.
o gün siz de buyurun
gelin görün halimi.
ben x beklerim hepinizi.
dev anası gibi bi atın üstünde kral faysal gibi giyinmiş, önünde maşallah yazan bandıyla, kafasında tüylü şapka olan al yanak bi eleman... kolunda tuttuğu bi zımbırtı... ve kartın diğer taraflarında alabildiğine sim.
erkek adam oluyon ama kartın her yeri sim lan!
büyüdüm adam oldum heyooo süper
bu cumartesi düğünüm var sende gel
mönüde var kurufasülye pilav cacık
sünnetçi amca unutma haa, ucundan azıcık...
yeminle içimdeki, şiir, kafiye uyak redif canavarının dışa vurumu oldu bu entry.
türk geleneklerinden biri olarak göze çarpan, çocuğumuzun sünneti için eşrafa gönderilen davetiyelerde yazılan minicik, tatlıcık içi dolu turşucuk manileridir.