sümük tarafndan kısır döngüye düşürülmüş çocuktur. uzaklara daldığında yapar. o da bilir iyi bir şey olmadığını ama rulo yapıp koltuğun arkasına kurumaya bırakacak psikomotor güce erişememiştir. bir de ağız burna çok yakın. çocuk ne yapsın yetişene kadar olay bitiyor.
kendisiyle barışık olan çocuktur . sabah ektiğini akşam biçer . sıkıcı gecelerin tek aktivitesi olarak görür bu eylemi . karnı çok tok ise yuvarlayıp cebinde depolar ; eğer bu işi koleksiyon yapmak olarak görüyorsa pijamasını cebindeki hazinesiyle beraber yıkayan annesine öfkelenir de bir şey diyemez .
etrafta sıklıkla duyduğu küresel ısınma ilgili komplo teorilerinden fazlasıyla etkilenmiş olacak ki yenilenebilir enerji kaynağıyla yenebilir enerji kaynağını karıştırmıştır. ama içinde olduğu çaba takdire şayandır. gözlerinden öperim onun.
çocuk olmanın gereğini yapan çocuktur. zira burnun sümüğünü yemenenin kötü iğrenç ve tiskindirici birşey olduğunu bilseydi , çocuk değil uludağ sözlükte yazar olurdu.
dilini buruna değdirerek sümük yemeğe başlar bu çocuk. daha sonra bu işin zahmetli olduğunu anlayıp, eliyle sümüğünü alır ve baş barmağıyla işaret parmağı arasında yuvarlayarak, hap olarak tabir edilen şekle getirir. bu erenlik çağına tekabul eder zira ortaokul-lise döneminde bu eylemi yapan arkadaş görmüşlüğüm çoktur.
bunun bir üst versiyonu ise halkarasında pıt diye tabir edilen hap kullanılmasına yol açar. bu arkadaşlar kendilerini çok geliştirdiklerinde bu seviyeye ulaşabilir, azim gerektirir. alışkanlıktan olduğu da söylenebilir.
bir kısmı ise pıt evresine geçemez. hala hap evresinde kalmış bir fen bilgisi öğretmenimiz vardı. bu seviyede kalan yetişkinlere örnek olabilecek yetişkindir.
büyük bir kısmı ise geçmişte yaptığını unutur, unutmasa da; ben sümüğümü yemezdim der. ha hiç yemeyen var mıdır; vardır.