hiç bir sanatçı durduk yerde o insanları rencide etmez, ufacık bir ağız hareketi sakız çiğnemek ama adamın yaptığı hareketler ne kadar abartılı değil mi?
s.e: hatta bir ara ileri geri gelirken bana sanki değdirdi!!!
yok artık arkadaş ya yok artık yahu ben bu insanlardan herşeyi beklerim baba ucube derse kızı ne yapacaktı_?
tiyatroya geldiğine dua edin.
edit: sadece en yönde yer kalması da ayrıca komikmiş.
haklı bir mektuptur. ama başbakanın kızı olduğu için haksız konumuna düşürülecektir. cehape'li, laik kesim babasına olan kinini kızına kusacaktır. hiç vakit kaybetmeden kusmaya başlamışlar zaten.
takiyeci babanın, hık demiş burnundan düşmüş kızının halüsünasyonlarıdır. babası heykellerle uğraşırken ben de boş durmıyayım tiyatro camiasına el atıyim diyip gözlerimizi yaşartmış, türbanımı hatırlatıcam, polemik lazım demek istemiştir.
bu halkın kadınlarının yarısından fazlasını oluşturan başörtülüleri tiyatroda görmeye tahammül edemeyen sanatçı herhalde sakallıyı, köylüyü, göbeğini kaşıyanı ve bidon kafalıyı da görmeye tahammül edemez. yani bu ülkenin yüzde 80'ini, yani halkı, tiyatroda istemez...
--spoiler--
esirgeyen bağışlayan allah ın adıyla, değerli tiyatrocu kardeşim;
yer yoktu en öne oturdum. baş örtümle oturdum. onu da pek anlamadım gerçi. hani yer yoksa en arkaya geçmem gerekir normalde.. ama bana direk "sümeyye hanım yer yok en öne geçin" diince oradakiler.. şeedemedim. neyse.
sen zaten ona kızdın. baş örtüme kızdın. baş örtüme taktın. anladım ben. başınla baş örtüsü hareketi yaptın. başını salladın. demek ki baş örtüsü dedin. elinde de sakız çiğneme hareketi yaptın. elini açtın kapadın bişiler yaptın. çok üzüldüm ben.
faşistsin. baş örtüme taktın. anladım. baş örtümden nefret ediyorsun. biliyorum. baş örtüm. faşist. aman yarabbim. baş örtüm. faşist.
biz artık sürekli gözünüzün önünde olucaz. buna alışsan iyi olur. çünkü babam çok yetenekli benim. çok başarılı. gözümüzün nuru. daha bi yirmi yıl iktidarda kalır. haberin olsun. kavga etmek istemiyorum! ama alışsan iyi olucak! tehdit etmiyorum! yüksek lisans yapmış insanım! ama görüşcez seninle! faşist! baş örtüm! görüşcez!
vay anasını yaa. " cemaat tesadüfleri sever " dedikleri doğruymuş meğer. kızcağız ne yapsın. sakızını ağzında unutmuş. adam ağzıyla sakız hareketi yapınca ne anlayacaksın sakızı çıkar diyecek değil ya tabii ki başörtüsüna laf edecek. e halkın azı bunlar yüzünden de tok değil. hatta aç olanlar bunlar.
zaten tiyatro sanatçısı dediğin nedir ki. peh. kıytırıktan akm'yi elinden almaya çalış bak gör ne yaygara koparır, nasıl ağlar önünde. kültürün k si mi var ki onlarda senin başbakan kızı olduğunu bilsin. haklısın. arkadaşını da al git tiyatrodan .
görgüsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu dedirtmiştir. tiyatro doluyken en önde iki kişilik yer bulabilmek mi enteresan, ağzında sakızla çakkıdı çakkıdı "sanat" seyretmesi mi, bu kadar profesyonel tiyatro anlayışına sahipken (!) profesyonel sakız çiğneyicisi bir insanın ki kendi deyimiyle sanatı önemseyen ve takip eden biriymiş* oyun esnasında sakızı ağzında unutmak gibi bir vaziyeti olamayacağını bilmeyişi mi?
babasının kızı aslında bir nevi takdir ifadesidir yine de bu mektup kılıklı kusmuk için söylenecek en doğru söz bu babasının kızı işte.
astarına bak bezini al demişler.
faşistlik demiş.
faşistlik sevgili papası rte den dolayıdır. biz çok ezildik devlet kurumlarında,
birazcık da sen eziliver.
sen keşke devlet okuluna gitseydin orada sakızı saça yapıştırıyorlar.
tiyatro olayından sonra kendini haklı göstermek için yazdığı çemkirme , kusma mektubudur.
"Cuma akşamı iki arkadaş tiyatroya gittik. Ankara Büyük tiyatroda Genç Osman'a. ikimiz de başörtülüyüz ve bir tek orada yer kaldığı için en öndeyiz. Yolda gelirken de ağzıma bir sakız atmıştım ve bu benim için çok normal bir şey olduğu için tiyatro sırasında hala ağzımda
olduğunun farkında bile değildim. Her şey gayet normal giderken oyunun orta yerinde (Yeniçerilerin göbek atarak alem yaptığı sahnede) en öndeki iki oyuncudan biri bir yandan bir ileri bir geri oynarken bir yandan da en öne geldikçe bana bakarak kaş göz işareti yapmaya başladı.
ilkinde ne olduğunu anlamadık. Sonrasında ağzıyla sakız çiğneme hareketi yapınca durum anlaşıldı. Fakat öyle yapmasa da durum belliydi, çünkü adam aslen sakıza değil, başörtüsüne takmıştı. Hem de Ankara Devlet Tiyatrosu'nda, hem de en ön sırada (!) ... Bir de şarkının "halkın çoğu aç, azı toksa" kısmında "azı tok" derken bariz bir şekilde eliyle bizi gösterdi. Demek ki "başörtülü yobaz" ve "yüce25526 tiyatrocunun önünde sakız çiğneyen saygısız" olmakla yetinmeyip bir de "çoğunluğun aç olmasının sebebi olan azınlık tok (protokolde oturmamızdan belli!)" olmuştuk! Bu ne cüret! Ne işimiz vardı bizim
tiyatroda! Birkaç gidiş gelişte bu şekilde bizi rahatsız ettikten sonra bir yerde müziği ve oyunu kesip sahnenin önüne gelerek "pardon
ben anlayamadım da sormak istiyorum, bu nedir??" diyerek sakız çiğneme
hareketi yaptı!!!
Durun tekrar edeyim, Ankara Devlet Tiyatrosu'nda, bir oyuncu, oyun esnasında, oyunu keserek seyirciden birine laf atıyor!!! Hem de ne için? (Sessiz ve gayet sıradan bir şekilde) sakız çiğnediği için! Allah aşkına dünyanın neresinde görülmüş böyle bir şey! Hangi profesyonel sahnede, profesyonel bir oyuncu seyirciden birinin ufacık bir ağız hareketinden dolayı oyunu kesip o kişiye ne yaptığını sorabilir?! Adama "sana ne kardeşim!" denmez mi?! Bütün seyirci tiyatro izlemek için bilet alıp oraya gelmişken, sen nasıl onları yok sayıp tiyatroyu bölersin?! Ve nasıl olur da böldüğün bir tiyatro oyununda, bütün seyircinin önünde, bir insana böyle saçma bir sebeple çıkışma hakkını kendinde bulabilirsin?!
Bu nasıl bir şımarıklık, nasıl bir kabalık ve faşistlik, hatta nasıl bir cahillik, ve medeniyetten
nasibini almamışlık?! ( Ve kimse bana kalkıp da -bu çağda- tiyatroda normal bir şekilde sakız çiğnemenin oyuncuya saygısızlık olduğunu söylemesin! Biraz dünya görmelerini tavsiye ederim! ) Hem sanat camiamız değil miydi halkı tiyatroya, operaya çekememekten
yakınan? O akşam görülen oydu ki mesele aslında o sanatçıların halkı oralarda istemiyor oluşu! Bu halkın kadınlarının yarısından fazlasını oluşturan başörtülüleri tiyatroda görmeye tahammül edemeyen sanatçı herhalde sakallıyı, köylüyü, göbeğini kaşıyanı ve bidon kafalıyı da görmeye tahammül edemez. Yani bu ülkenin yüzde 80'ini, yani halkı, tiyatroda istemez...
Ben sanatı seven, önemseyen, ve sadece izleyici olmakla kalmayıp hobi olarak uygulamasında da olan biri olarak bana o terbiyesizliği yapan oyuncuya diyorum ki, sen istediğin kadar (bir tiyatro oyununu bölecek kadar) başörtülülerden nefret et, görmeye bile -hele de sanatsal bir faaliyette görmeye- tahammül etme; dünyanın gerçeklerini
değiştiremeyeceksin! Mesela ben sanatı sevmeye devam edeceğim, tiyatroya gitmeye devam edeceğim, ve bu sırada başörtülü olmaya da devam edeceğim! Bununla ilgili ne yapacaksın???? Önüne çıkan her başörtülüye bir şekilde laf atarak mı yaşayacaksın? Peki bunu yapınca o sebebi meçhul ve saçma nefretini kusup kendi egonu tatmin etmekten
başka bir şey geçecek mi eline? Peki sen böyle hoşgörüsüz ve kaba bir tavrı sanatın neresine sığdırıyorsun? Madem sen (önünde sakız çiğnenemeyecek kadar) yüce ve saygıdeğer bir sanatçısın, nasıl olur da insanların giyim tercihlerinden dolayı (asıl sebebin sakız olduğuna inanacak değilim!) onlara yüzlerce seyircinin önünde laf atıp onları
üzecek kadar hoşgörüsüz, kaba, sığ düşünceli ve çağın gerisinde kalmış olabilirsin?! Hani sanatçılar moderndi? Hani sanatçılar özgürlükçüydü? Hani sanatçılar duygusal ve insan-severdi? insanı seven biri bir insana böyle davranamaz! Ve bir sanatçı da böyle bir hareketi yapamaz!
O yüzden de, ne sen, ne de sanat camiamızda maalesef çokça rastlanan senin gibileri, saygıdeğer sanatçılar değilsiniz! Ve son olarak; başörtülülere, ve sizden farklı olan herkese, alışsanız iyi olur! Çünkü biz hep burada, gözünüzün dibinde olacağız! Ve ben
sizle kavga ederek yaşamak istemiyorum! Benim dinimden bile olmayanların ülkelerinde yapabildiğim gibi tanımadıklarıma bile tebessüm ederek ve selamlaşarak huzurla yaşamak istiyorum! inanın siz de daha huzurlu olacaksınız..."
okumaya üşenenler için özet ; "Sadece en önde yer kaldığı için oraya oturdum. Ne garip değil mi? En önde yer kalmıştı. Ha bir de ben öyle halktan bir insanım ya , boş yerleri arıyordum. Neyse , benim ağzımda sakız vardı. Böyle açtım ağzımı , göstere göstere çiğniyorum. Sonra terbiyesiz , pislik faşist oyuncunun teki bana kaş göz bir şeyler yaptı. Önce anlamadım -salağım ya-. Ama sonra sakız çiğneme işareti yaptı. Ama asıl kastettiği başörtümdü. Evet bunu biliyorudum. Kesin , başörtüme takmıştı , hayvan sanatçımsı. Mektubumun bundan sonrasını o pislik faşist başörtü düşmanı insanımsı yaratığa hakaretlerimle doldurdum. Ben başörtülüyüm , tamam mı? Ayrıca hemen babama da şikayet ediyorum ona göre. Ayık olun!"