çok uzun yıllardır dinlerin kaynağı olduğu savunulan mitolojidir. ama en eski kaynak olabilecek nitelikte belgeler sümerlerde olduğu için, adamlar yazıyı icat ettikleri için bunlardaki hikayeler üzerinde uzun uzadıya durulur. unutulmamalıdır ki, sümer mitolojisi de başka mitlerden alıntıdır. türkiyede insanlar henüz yabancı kaynaklardan yeterince faydalanmadığı ve din konusu bazı ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de uzun süreler tabu olduğu için, internetin de özgür bir ortam vermesiyle beraber insanlar (özellikle semavi)dinlerin sümer mitolojisiyle temellendirildiğini öğrenmiş ve (tabi kimsenin içini bilemem ama) tabir-i caizse bokunu çıkarmışlardır. vücudunu dokunarak tanıma döneminde cinsel organını keşfeden bebekler, bir süre oturup kendileriyle oynarlar. gözlerinde bir parıltı, bi şaşkınlık, seslerinde de bir neşe vardır. bu, yeni bir keşifle alakalıdır. bu kendini tanıma evresi ergenlik döneminde son bulur ve hayat aslen başka ihtiyaçların olduğunu, önceki tanışıklığın bir başka tanışıklıkla desteklenmezse yetersiz kalacağını insanlara gösterir. aha sümer mitolojisi kendini farkeden insanda bebekteki kendini tanıma evresi hazzını yaratır. bu bilgilere dayanarak ortamlarda hır çıkarmasına, bu sırada çok başka birşey biliyormuşcasına tavırlar takınmasına, yalnız olduğunu, yüce bilgiye sahip olduğunu sanmasına yol açar. ama çok geçmez ki, bu kimse öğrenir sümer mitolojisine bu kadar emin şekilde dayandırdığı şeylerin aslında çok başka kaynaklara da dayandırıldığını, tek başına sümer mitolojisinden yola çıkılamayacağını. bu durum sanırım biraz da popüler olma, önemsenme ihtiyacından ileri geliyor. yoksa bu kadar saygısızca tavrı herkes her bilgiyle takınmıyor.
işte bildiğini nerde kullanacağını bilmeyen insanda garip garip tavırlar yaratan, bir saygısızlık hakkı verilmiş gibi davranılmasına yol açan, insanlık tarihinde çivi yazısını icat ederek, tarih denen şeyi başlatan kimselerin yarattığı mitolojidir. aslında özünde iyidir de çevresi kötüdür.
ha ama demiyorum ki semavi dinler sümer mitolojisine dayanmaz ya da sümer mitolojisi dogmaları yaratan tek kaynaktır. demiyorum birşey.
-gaçayım-
modern dinlerde yer alan çoğu inancının tamamen aynısını barındıran mitolojidir.
bu durum bazılarınca dinlerin mitoloji olduğu, bazılarınca ise onlara da peygamber geldiği şeklinde yorumlanabilir.
incelenmesi gerektiği konusuna katılınabilir mitolojidir. örnek olarak sümercede ki "kır" kelimesi, türkçe de "kız" , "ökür" kelimesi,türkçe de "öküz" ve "tatli dil yılanı deliğinden çıkarır", "güzel bakmak sevaptır" atasözleride, yine türkçeyle ortaklık gösterir.
oldu amına koyayım. yahu bunlar masallardan ibaret işte.
dünün dinleri bugünün mitleridir, bugünün dinleri yarının mitleri olacaktır.
zeus'un, ra'nın, odin'in şu an efsane olduğu gibi bundan yüzyıllar belki bin yıllar sonra efsane olacaktır.
bu allah neden hep ortadoğunun ortasına, mezapotamyaya peygamber göndermiş arkadaş. sümer'lerde aynı, akatlarda aynı yahudilerde aynı araplarda aynı dinsel öğeler mevcut. e neden ? bu agalar birbirinden araklamış işte. neden afrikada peygamber yok, çinde yok, amerikada yok, avusturyada yokta dünya üzerindeki tek noktada bu bütün kutsal dinler. paganizmin etkisinde kalmış mezapotamya mitleri bugüne dek ulaşmış, kutsal haline gelmiş.
dünyanın ilk gelişmiş medeniyetinin mitalojisidir.
Semavi dinlerde anlatıldığı gibi peygamberlerin önceden de gönderildiğini kanıtlayan mitolojidir. Tabi tıpatıp aynı değildir değişmeler geçirmiştir. Ayrıca Havva ile Adem öyküsünün Türklerden tutun Mayalılara dek değişik biçimlerde bulunması Semavi dinlerin tabanının sağlam olduğunun göstergesidir. Aa bakın Sümerlerde de varmış o zaman din yalan demek çok büyük ahmaklıktır. Sümerlerin yazdığını ta öteki anakaradaki Mayalılar nası bilsin değil mi?
sümerdeki tanrıçainannanın fahişe yönü, magdalenayı simgeler. Önceden, sümer tapınağına gelen kadınlar, bir erkekle cinsel temas kurup, karşılığında ondan aldığı parayı iştar tapınağına bağışlarlarmış. Çirkin kadınlar da dua ederlermiş: "bir erkek benle olsun da, tapınaktan çıkayım" diye. Asilzadeler bile kızlarını oraya, kendilerine partner bulabilsinler diye yollarlarmış. bu evreyi aşamayan, kendisine partner bulamayan kadınlar, hiçbir şekilde evlilik de kurgulayamazlardı.
o zamanlar, galatya dediğimiz anadolu'nın bir kenti olan Aydın da bile bu uygulama varmış.