kendine göre kuralları olan yurtlardır. evet yasakları çok fazladır. ama bu yasakların hepsi öğrenci kayıt edilmeden veliye aktarılır.
genelde baba olacak kişi, eti sizin kemiği benim mantığı ile öğrenciyi kayıt ettirdiği için bu yasakları dikkate almaz.
8 yıllık zorunlu eğitimden sonra, genelde lise öğrencileri ile üniversiteye hazırlanan öğrenciler kalmaktadır. başarı oranı çok ama yüksektir.
tek kelimeyle: allah razı olsun. allah demenin yasak olduğu ( malum dönem gazetelerinde dahi kuran okuyup namaz kılanların içeri tıkıldığı flaş haber olarak verilmiştir) dönemde yaşayan ana babalarınıza bi sorun bakalım, "süleymanlılar" bu ülkeye ne katmıştır, yahut süleymanlı talebeler - başta süleyman hilmi tunahan hazretleri olmak üzere- bu ülke bazında nasıl bir öneme sahiptir diye, güzel cevapların ardı arkası kesilmeyecektir. en büyük hizmetleri kur'an-ı kerime hizmet etmeleridir. sosyalleştirme, âdâb-ı muaşeret konularında ise yine söz sahibi kimseler ve müesseselerdir. allah razı olsun hepsinden.
zamanında bir tanesi öğrenciyle doluyken konya'da yerle bir olmuş, evlatlarının kafasına yıkılıp mezarları olmuş bu yurdun sorumlularına şikayet edemeyecek kadar kalbi mühürlü, tarikat elinde gollum olmuş insanların "rıza"larıyla ayakta duran yuvalar.
bir yer düşünün temiz, temiz olmayı, adap ve görgü kurallarının öğretildiği, kendi yatağını toplamayı ogrendigin, okul derslerinin anlatıldığı, dini eğitim verildiği bir yerdir.
yaşadığım yerdede var bunlardan. hiç hazetmem. içinde bulunan garibanlara acır, kendine öğretmen diyen oluşum imamlardan nefret ederim. içinde öğrencileri yokken başlarına yıkılır inşallah. amen.
yorum yapacak insanların en ay bir sene kalmış olması gerekiyor. yoksa bunlar yobaz yeeeeaa demekle olmuyor. ben ol yıl kaldım her seferinde dua ediyorum var oldukları için.
Ek kontenjanla kazandığım için KYK' ya giremeyip sokakta kalmaktansa kalırım dediğim yurttur. Sonun başlangıcı olmuştur cemaat kariyerim açısından.
1* gece kalabildim ancak. Çok sıkı ve sıkıcı bir ortam. Fiyat olarak oldukça uygun ama şartları ağır. Ben de ertesi gün banka kuyruğunda başka bir cemaatten elemanla tanıştım. O da benle hemşehri çıkınca kendi cemaatlerine(Okuyucular) dâhil etmek istedi beni. Neyse Süleymancı yurdundaki pılımı pırtımı alıp bu elemanın beni kandırdığı yere gittik. Apartman bu cemaate aitti. Girdik, bir abiyle tanıştık. O ilin abisiymiş o abi. Adamın eli, yüzü bembeyazdı ama; dün gibi aklımda. Elleri de yumuşacıktı. *
Sonra o beni diğer apartmanlarına yönlendirdi. Oradaki abi de şartlardan bahsetti kısaca. El mahkûm kabul ettim yine. 1 buçuk ay kadar da orada ancak dayanabildim. Zîrâ ev ortamıydı ama orada da her şey kısıtlıydı. Müzik dinlemek, televizyon izlemek, gazete okumak, internete girmek, futbol oynamak vb birçok şey yasaktı. Orada da tutunamadım. Hatta bu süreçte bir şampiyonlar ligi bir de milli maçını izlemeye kaçarak gittim. Neyse oradan da Hoca Eefendi cemaatine yatay geçiş yaptım. Orası her açıdan rahattı. Tek sıkıntı ev abisinin umursamaz tavırları ve eve uğramayışıydı. O seneyi o şekilde atlattıktan sonra ertesi sene orada da yapamayacağımı anladım. Ertesi senenin ilk dönemini de orada ve özel evdeki arkadaşlarımın evlerinde haftanın 3-4 günü misafir olarak geçirdikten sonra o özel eve dikey geçiş yaptım. Ve 4 senelik eğitim öğretim hayatımın geri kalan 2 buçuk senesini o evde tamamladım.
üniversitede en sefil dönemlerimde 6 ay ücretsiz kaldığım ,cok kaliteli insanlar tanıdığım,harika yemekler çıkan,namaza niyaza kurani kerime ve okul derslerine önem verilen belli bir disiplini olan yurtlardir.
cahil ayıların iftiralarina kanmamak gerek.
Nereden baktiginiza bagli.
Ihtiyaci olana cidden yardim ediliyor. Gercek bir disiplin var yurtta kalanlara sahip cikiliyor.
Simdi bu ayni zamanda sizin kisitlayici buldugunuz sey. Kisitlayici evet ama orada ilgi ve hizmet icin sizden istedikleri uyum saglamaniz, para degil.
Eger kisitlayici bulacak ve katlanamayacaksaniz o ilgi ve hizmeti haketmiyorsunuz demektir. Buna laf edecek haliniz yok herhalde?
Kisisel olarak bence fazla kisitlayici ve bu dusuncelerimle bir erkek olsaydim daha fazla para verip beni oldugum gibi kabul edecek bir yurt tercih ederdim.
Ama bu kafada olmasaydim ve kendimi onlara yakin hissetseydim, harbiden yaptiklari buyuk iyilik ve seve seve uyum saglardim.
Kimseye bir kotulukleri yok, yurdunda kalanlarin da yok.
Bu yurtların görevlileri allah rızasını ön planda tutarlar.
Disiplin ön plandadır.
Yurdun işlerine öğrenciler yardım eder, sanırım cumartesi belli bi saate kadar dışarı çıkılmaz, yurt işleri ve bazı programlar yapılır.
Bu yurtlarda kalanların notları genelde çok iyidir.
Dini bilgileri de iyidir.
Bi de yemek duası ya da başka bi dua ederken ellerini birbirine çok yakın tutarlar bunu çözemedim daha.
Yurtların kuruluş amacı bütün dünya insanlarının islamiyeti hakkıyla öğrenmesi, bunun yanı sıra okulda en iyi dereceyi gösterip vatana ve millete layık bir evlat olarak yetiştirilmesi içindir. Ucuz olması, belirli şartların sunulması zaten hep bu yüzdendir. Parayla artistlik yapamayacağınız tek yerdir. Girerken namazlara kaldırılacağınız, günde 1,5 saat din eğitimi göreceğiniz size önceden bildirilir. Bir sığınma yurdu olmadığı için bu şartları kabul etmiyorsanız senelik 10 bin Tl' de verseniz kalmanıza izin verilmeyeceği yurtlardır. Bu yurtları sevenler o yurtlara para, erzak, eşya gibi yardımlar ettiği için ucuz olması normaldir. Günde 2 ekmek yeseniz zaten yıllık ekmek tüketiminiz 700 TL gibi bir bedel yapmaktadır. Bu yurtlara girip orada yer işgal ediyorsanız ve hakkını veremiyorsanız. Yurda yardım eden kişilerin haklarının size geçtiğini düşünün. Gerçekten kendinizi yetiştirmek istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim. 10 yıl kaldım bu yurtlarda ev, mahalle, okul hayatınızda bulamayacağınız kadar samimi kardeşleriniz olur. Yapmacık insanlarla karşılaşmazsınız, samimiyetsiz, ikiyüzlü insanlarla karşılaşmazsınız bu yüzden her insanı böyle zannedersiniz fakat dünya berbat insanlarla doludur ve ararsınız o günleri saflığı ve temizliği.
Not: Bu yurtlar da abi diye bir şey yoktur. Hoca diye hitap edilir. Şakirt kavramı yoktur bizde talebe denir. Hoca : Efendi, kibar, takım elbise ile dolaşan, kişisel bakımına dikkat eden, çoğu hem üniversiteyi dereceyle bitirmiş, hemde tam bir hoca vasfını kazanmış kişilere hoca denir.
gidin, gidin. sonra mankafali radikal islamci teroristlerin 2 boy kucugu olur, gelir burda kafamizi sikersiniz "bunlar cok inanilmaz mutis yerler" diye.
Bir tane bu yurtlardan yetişip vatanına milletine zarar veren insan bulamazsınız. Ama daha götünde bokla dolaşan, köpek gibi yaşayan, işsiz güçsüz yavşakları bu yurtlara laf atarken bulabilirsiniz.
lise hayatımın ilk yılını ziyan ettiğim yurtlardır.
o yurda girmek, bir müddet inançsız, dinsiz biri olmama sebep oldu.
kaldığım yurdun rutin uygulamaları:
1)dayak
2)yemekhane nöbetçiliği
3)temizlik (haftanın her günü, sorumluluğundaki bir yeri; hafta sonları ise bütün yurdu... ki yurt beş katlı.. )
4)günlük 2 saat din dersi... (ibadetlerle birlikte beş saate çıkıyordu)
5)kendi aralarında yaptıkları denetimlerin arefesinde ise, günde 12 saati geçen din dersleri.
6)hafta sonları sadece birkaç saatlik çarşı izni..
7)sürekli saç kontrolü yapılması. (subay tıraşı ya da üç numaraya evet, geri kalanına hayıııııırrrr... geri kalanı zındıkkkk)
8)kot pantolon giyme yasağı
9)müzik dinleme yasağı
10)gazete ve dergi okuma yasağı
11)halkaya katılma zorunluluğu... rabıta yapma zorunluluğu
12)yatakhanelerin gece 11 de açılıp sabah 7 de kapatılması
13)şahsi dolapların sürekli aranması
14)sadece üç haftada bir ev izni
ulan yurdun önündeki bahçede bile top oynayabilmek için köpek gibi yalvartırdınız bizi... sizin o baskı ve dayatmalarınız yüzünden, abdestsiz namaz kılıp, cünüp oruç tutan ne kadar arkadaşım vardı biliyor musunuz? din bizim için baskı demekti.. şiddet demekti... ulan babamızdan korkmazdık lan sizden korktuğumuz kadar. bizi o denli korkutacak hakkı nasıl kendinizde bulabiliyordunuz... ulan, daha sabi sübyan olan çocukları tekmelerle tokatlarla mı dövmezdiniz, ulan bizleri mescitte toplayıp da toplu bir şekilde tehdit mi etmezdiniz, ulan çocukları tüm arkadaşlarının arasında rencide mi etmezdiniz, ulan sigara içti diye kış ortasında öğrenciyi dışarda mı bırakmadınız, ailelerini arayıp onların onurunu mu kırmadınız? ulan, o gencecik insanları şiddetle ve psikolojik sindirme ile ne hale getirmiştiniz siz öyle?
ulan söyleyin bana;
ailesinin onurunu incitip de, kendisini de kapı önünde bıraktığınız kaç kişiye sigarayı bıraktırabildiniz?
ulan o tatlı uykudan tekme tokatla, ranzalara metal çubuklar vura vura çıkardığınız gürültülerle uyandırdığınız o çucukların kaçını dini bütün insan yapabildiniz?
ulan zorla dayattığınız o rabıtalar esnasında, gözlerini kapattığında sizin emrettiğiniz şeyleri değil de, şehevi şeyleri hayal ettiğini sonradan arkadaşlarına itiraf eden o gençlerin kaçını kemale erdirebildiniz?
ulan kaçımıza kumaş pantolonu ve bid'at olan o cins bıyıklarınızı sevdirebildiniz?
ulan kaçımız namaz kılarken manevi bir tad alabildik?
şimdi, o yurttan kaçmayı kafaya koyduğum soğuk ve sessiz yatakhane gecesi geliyor aklıma...
karlı bir kış sabahı, ortalık süt liman bir haldeyken, geceden hazırladığım çantamı almıştım dolaptan.. etrafı kolaçan ederek, korka korka cama yaklaşmıştım. beşinci katın penceresinden fırlatmıştım çantamı. parmak uçlarıma basa basa birinci kata inmiş, ayakkabılarımı kapıp tekrar en yakın pencereye koşmuştum.. kilitli kapılardan bu şekilde kurtulmuştum... otobüs durağında tedirgin bekleyişim ve ilk otobüsle ordan kaçışım... kaçtıkça rahatlayışım...
ulan sizin zihniyetinize tüküreyim ben... o hakkı, ki ben bir çocuktum daha, işte o çocukluğun hakkını helal etmiyorum size...
not: o yurt ne benim, ne de ailemin tercihiydi. anadolu lisesini kazanmış bir öğrenciydim. kazandığım okulun yurdu yoktu. ve o şehirde başka bir yurt da yoktu. bahsi geçen yurtta kalmak zorundaydım. o yurttan çıkınca, o şehirden de çıkmıştım. aldığım karar, o yaş gurubu için cesurdu. başka bir yerde okumaktan tutun da, eğitimi bırakmak dahil her şeye hazırdım. bana, yeni bir şehir ve yeni insanlar nasip oldu.
benim o baskı çemberini kırdığımı gören arkadaşlarımın çok büyük bir kısmı o yurttan kaçmayı başardılar.
hakkında öğrendiklerime bakarak ilim yuvası ve doğru şeylerin öğretildiği yurtlarıdır.
kısaca siyasetle uğraşmadan Allah aşkıyla ilim öğretilen yerlerdir.
hiç kalmadım, o yüzden bir fikrim yok. ama yazılanları satır satır okudum. hem de satır satır... bir şeyler yazmadan geçemeyeceğim.
ben kuran odaklı dini savunduğum için tarikat ve cemaatlere karşı bir insanım. ama yazılanları okuyunca içimde garip bir şeyler hissettim. özellikle de yurt ücretinin cüz'i olması ve kuran öğretilmesi konusunda.
tek söyleyebileceğim, eğer bataklık kenarında durmuş birileri düşmekte olanları tutuyor veya düşenleri çıkarmaya çalışıyorsa allah onlardan razı olsun.
kuran'ı 32 yaşımda okudum. 20'li yaşlarım içkiyle harap oldu ve tabi pankreasım da, şu an karnımdaki ağrıların sebebi yine o ise belki pankreas kanserinden öleceğim.... keşke ben de öyle bir yurtta kalıp kuran'ı daha önce alsaydım elime. bu kadar geç kalmazdım belki...