türkiye'nin silah gönderdiği suriye'deki ruh hastası teröristler tarafından, kendisini koruyan türk askerlerinin her an saldırıya uğrayabileceği türbedir.
osmanlı devletinin kurucusu osman gazi'nin dedesi olan süleyman şah'ın türbesi, atatürk ile fransa arasında yapılan 1921 antlaşması gereğince türk askerlerince o tarihten bu yana korunmaktadır. atatürk ata yadigarını korumak için antlaşmaya özel madde koydurmuştur.
ancak o kadar iğrenç bir yönetime maruz kaldık ki, teröristlere gönderilen türk silahları türk askerlerini şehit etmek üzere. bunun akp-el kaide arasında planlanmış bir provokasyon olması ihtimali bile var. akp suriye'de askeri operasyon yaparak seçim sonuçlarını etkilemeyi planlamış olabilir. bu tuzağa düşmeyelim, ama oradaki askerlerimiz ne olacak ?
iki ucu pis değnek !
kisa bir bilgi verelim. suleyman $ah anadolu selcuklu devletinin kurucusudur. müslümanlari haclilara kar$i korumu$ kimsedir. peki bu i$idciler biliyor mu? en azindan nedir bu mezar diye ara$tirmi$lar mi? o zaman hala saldiracaklarsa haclilardir onlar. yani piyon.
Süleyman Şah Türbesi, ve bulunduğu alan Suriye'nin Halep ilinin Karakozak Köyü sınırları içerisinde bulunan ve Türkiye'nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçasıdır.
Türbe'de, Osmanlı imparatorluğu'nun kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi'nin dedesi ve Ertuğrul Gazi'nin babası olan Süleyman Şah'ın naaşı bulunmaktadır.
fuat avni'nin rota haber sitesine bugün yazdığı değerlendirmede özetle;
1. bölgenin 1 haftadır IŞiD kontrolünde olduğunu ve Genel Kurmay'ın ikmal ve asker değişimi yapamadığını,
2. Genel Kurmay'ın Dış işlerinden IŞiD'le diyaloğa geçilmesini ve sorunun hallini istediğini,
3. Dış işleri'nin ısrarla diyaloğa girmediğini ve Genel Kurmay'ın IŞiD'e saldırmasını istediklerini,
4. Genel Kurmay'ın askerleri tamamen çekme taraftarı olduğunu
yazmıştır. kendi değerlendirmesinde de çözüm olarak aşağıdaki maddeleri sıralamıştır.
1. askerin tahliye edilmesi,
2. karakolun etrafına mayın döşemek, elektrikli tel çekmek vb. tedbirlerin alınması,
3. HSO unsurlarına yardım yapılarak oranın korunmasının temin edilmesi
4. gerektiğinde sınırdan müdahale edilmesi.
Daha önce Suriye uçağını düşürmemizle ilgili başlığa da yazmıştım. O uçak düşürme olayı da bu süleyman şah türbesi tehditi de kesinlikle cemaatle eş zamanlı yürütülen bir kuşatma operasyonunun parçasıdır.
türk bayrağı dalgalanan türkiye toprağı dışındaki vatan parçası. son zamanlarda o bayrak inecek şeklinde bazı tehditlere maruz kalmıştır. tabi tehdit edenler sadece tehdit etmekle kalmıştır orası ayrı. götleri yemedi tabi.
din ile aram yoktur ama herhangi bir olumsuzluk durumda 5 6 dakikalık bir süre zarfında çevresi tuzla buz olur. amınakoruz anladınız mı pislikler amınakoruz. askerler siz önden gidin ben arkanızdayım.
sözüm ona "yeni osmanlıcılar" tarafından, türkiyenin suriye politikasındaki beceriksizliklerini sıvayabilmek için saldırılmasına göz yumulması hatta destek verilmesi kararlaştırılmış olan, osmanlının kurucusu osman beyin dedesinin türbesidir. osmanlıcıydınız haa? hadi oradan embesiller! sizin gibi embesil kenelerden hiç bir şey olmaz. yargılanacaksınız, memleketin yüz karası olarak ders kitaplarında okutulacaksınız.
bizi savaşa çekmek için suriyeli arapların saldırmakla tehdit ettiği topraklarımız. götünüz yiyiyorsa sınır şehirlerden birini vurun, saldırın. aynı müvezir çocuklar gibiler. sopa yiyeceklerinden emin ama hala puştluk peşinde.
Uluslararası ilişkiler hocası Prof. Yüksel inan a göre türbe için lozan anlaşmasında kullanılan ifade egemenlik değil mülkiyettir. Bu da bize askeri müdahale hakkı tanımaz!
---- alıntı ----
Suriye'nin Halep kenti yakınlarında, yaklaşık 10 dönümlük arazi parçası üzerinde yer alan Süleyman Şah Türbesi'nin alanı ne kadar bizim toprağımızdır?
Askeri müdahalemiz söz konusu mudur?
Osmanlı Hanedanı'nın kurucusu Sultan Osman'ın büyükbabası Süleyman Şah'ın türbesi ilk başta Caber kalesindeydi. Bu türbenin statüsü, Atatürk'ün çok yakından izlediği 20 Ekim 1921 tarihli Ankara anlaşması ile tespit edildi.
Uluslararası ilişkiler hocası Prof. Yüksel inan, bu türbenin durumunu şöyle anlatıyor:
- Suriye, Fırat nehri üzerinde baraj inşa etmeye karar verince Caber Kalesi'ndeki türbenin sular altında kalması tehlikesi doğdu. Bunun üzerine 1973 yılında Suriye'yle anlaşarak türbenin yerini değiştirdik. Ancak türbe burada da uzun süre kalamadı. Baraj yapıldıktan sonra yükselen sular yeni türbeyi de tehdit edince ikinci bir nakil protokolü imzalanarak türbe bugünkü yerine nakledildi.
Yüksel inan, şöyle devam ediyor:
"Süleyman Şah'ın türbesinin bulunduğu alanı Türkiye toprakları gibi egemenlik hakkımızın olduğu toprak parçası olarak görmemeliyiz. Söz konusu olan hak egemenlik değil mülkiyet hakkıdır. Nitekim türbeyle ilgili Lozan Anlaşması'nda kullanılan deyim de egemenlik değil, mülkiyettir. Oradaki askerimiz semboliktir. Müdahale hakkımız yoktur."
---- alıntı ---- http://gundem.milliyet.co...detay/1861870/default.htm
Işid'e verilmesi beklenen türbe. Işid zaten uzun zamandır bu türbeyi almak istiyordu, rehine olayını fırsat bilip bunu kullanmaya çalışıyorlar, rehine krizi olmasa er geç saldıracaklardı. Silah yardımı, erzak yardımı yapanlar itin büyüdüğünde kendisini ısıracağını hiç düşünemediler. Er yada geç savaşacaktık Işid'le, rehinelerin Türkiye'ye çağırılmaması da bahanesi oldu işte. Artık bundan sonra nasıl bir adım uygulanacak bilmiyorum. Güney sınırı folloş haline gelmiş, elini kolunu sallayan geçiyor Türkiye'ye, Işid militanları olası bir savaş yada operasyon durumunda çok rahat içeri sızıp Reyhanlı benzeri onlarca bombalı eylem gerçekleştirebilir. Vatandaşımızın işi gerçekten zor, Güney'de yaşayanların can güvenliği yok. Biran önce gerekli önlemler alınıp vatandaşlarımız sağ sağlim Türkiye'ye döndürülmeli. Sonrasında ya boyun eğip rezil olacağız, yada Amerika gibi jetlerimizle Işid'in bataryalarını vuracağız, adamlar savaş ilanını zaten yaptılar.