imamoğlu verdiği cevap ile buradan nickini herkesin tahmin edebileceği bir yazar ile 1,5 - 2 sene kadar önce girdiğim bir tartışmayı aklıma düşürmüştür.
o da şahsıma hitap edip "geri zekalısınız ibb daha çöpleri toplamaktan aciz istanbulun her ilçesi çöp dağı oldu bizim semte kokudan giremiyoruz" yazmıştı da ben de cevap olarak "sen bu yaşa kadar nasıl geldin büyük şehirde çöpleri ilçe belediyeleri toplar her belediye kendi ilçesinden sorumludur" minvalinde bir şeyler yazmıştım. yazdım da ikna olamamıştı bir türlü. bu arkadaşın birçok evi var sözde ama kendisinin ikamet ettiği yer akp belediyesine bağlı düşün. farkında olmadan taptığı partinin belediyesine gömüyordu.
demek ki bizim sözlükten bile 6-7 tane içişleri bakanı olabilecek kapasitede ( yüksek bir kapasiteye gerek yok malum ) adam çıkartabiliriz az zorlasak..
zaten yılda 1 kez karşılaştığı ve kendisi gibi düşünmeyen ( bak muhalif bile demiyorum sadece kendi kesiminden olmayan ) gazetecilere ad hominemin kralını yapan bakandır. zaten soru soran gazeteci adı altında faaliyet gösteren her 100 tanesinden 99 u sizden. sizin hoşunuza gidecek şeyleri veya sizin yazıp verdiğiniz şeyleri soruyorlar. veya sizden korkup sormak istedikleri asıl soruları soramayacak kadar basiretsiz insanlar. 1 tane kendi kesiminden olmayan birisi 1 soru sorarsa bir anda celallenip bağırıp çağırmaya başlıyor hemen terör sevici pkk cı fetöcü cehapeli bilmem ne diye yaftalayıp ortamdan ışık hızı ile bağıra bağıra uzaklaşıyor..
arkadaş birileri bunlara tüm türkiyenin cumhurbaşkanı ve bakanları olduğunu anlatsın artık. kaç yaşlarına gelmiş adamlar bu kadar tahammülsüzlük bu kadar sorulacak sorudan korkma olamaz. neden bu kadar korkuyorlar anlamak mümkün değil. oysa ki 21 senede ülkede terörü bitirdiler ekonomiyi şaha kaldırdılar almanyayı bizi kıskanacak hale getirdiler dimi..
ilginç yaklaşımları olan bakan. konumu gereği elinde olabilecek "suç belgeleri"ni şantaj veya siyasi şov amaçlı olarak kameralara sallamak, ama "işleme koymamak" da pek ilginçmiş.
son zamanlarda aklıma bir televizyon programında elindeki dosyayı sallayıp muhabir "o ne" diye sorduğunda "kılışdaroğlunun fetö ile bağlantısının fetöromanı" sözü aklıma gelip gülmekten gözlerimi yaşartan atanmış bakanımızdır.
yemin ederim içerisinde yaşamasak çok eğlenceli ülke aslında. düşünsene adı fetö ile en çok anılmış ve geçmişte bunu gururlana gururlana söylemiş olanlar bugün kendileri hariç herkesi fetöcü ilan ediyor.
içişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Ay-yıldızlı tabutları
taşımakla millet olunur.” https://twitter.com/uyanh...?cxt=HHwWgICzycyO_48rAAAA
şeklinde konuşmalar yapan " şahsım " yedeklerinden. diğeri
gürcü numan . mülteci meselesinde çok yanlış işler yapmaktadır .
Çomarları iyi coşturur. Memleketin başına şahsım kadar büyük bela olma potansiyeli vardı ama birlikte iş pişirdiği kriminallerden biriyle arası bozulunca o badireyi atlattık.
içişleri Bakanı Süleyman Soylu, Esenyurt Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri buluşmasında, "Üçünün desteği de bu topraklar değildir. Amerika pişirmektedir. Avrupa'nın üzerinden de Türkiye'ye bunu göndermektedir. Bu kadar açık ve net. DAEŞ da aynıdır, FETÖ de, PKK da aynıdır." dedi.
içişleri Bakanı Süleyman Soylu Esenyurt'ta 21 dernekten 120 kişinin bulunduğu Esenyurt Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri'nin buluşmasına katıldı. Etkinliğe içişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanı sıra istanbul Valisi Ali Yerlikaya, AKP istanbul Milletvekili Tülay Kaynarca, dernek başkanları ve üyeleri katıldı.
Bakan Soylu, "Eskiden istanbul'da festival, izmir'de fuarlar olurdu. Doğu ve Güneydoğu'da hüzün olurdu. Sanki iki ayrı memleket gibi. Eskiden burada üretim olurdu. işletilmeyen tüm maden yatakları işletildi. Yüksekova'ya inşallah yakın bir zamanda organize sanayi sitesi kuruyoruz. Doğu ve Güneydoğu'nun her tarafı sanayisinden, ticaretine, tarımından, turizmine büyük bir canlılık oldu. Üniversitesiyle, havalimanlarıyla, hastaneleriyle büyük bir canlılık olduğunu burada söylemek istiyorum. Altını çizerek söylemek istiyorum biz Müslümanız. Doğu ve Güneydoğu Müslümanlığın otağıdır. Medreselileriyle, yaşam biçimiyle, kültürüyle, sadakatiyle ve vazgeçmeme isteğiyle ama öyle bir dönem içerisine girildi ki iki üç tane işle karşı karşıya kaldık. Bunlardan bir tanesi FETÖ'dür. Müslümanlığı istismar etmekle, başkalaştırmak için hedef ortaya koymuştur. ikincisi PKK'dır. Sadece terör değildir, aynı zamanda inancımıza ve kültürümüze yönelik işlenmiş bir terördür. Bizi kendi değerlerimizden, bizi kendi inancımızdan bizi kendi birikimimizden ayırmak için ortaya konulmuştur. Üçüncüsü de DEAŞ'tır. Bakın üçünün kaynağı da bu topraklar değildir. Üçünün desteği de bu topraklar değildir. Amerika pişirmektedir. Avrupa'nın üzerinden de Türkiye'ye bunu göndermektedir. Bu kadar açık ve net. DAEŞ da aynıdır, FETÖ de, PKK da aynıdır." dedi.
tc de en şanssız iç işleri bakanı.
pek araştırmaım ama şimdiye kadar olan hayatımda suçlularla-suç isnat edilen-suç iddiaları olan sahışlarla en çok yanyana resimleri olan iç işleri bakanı.
en son t24 de ve oda tv ve bazı basın yayın kanallarında iddia edilen ukrayna'yı dolandırma haberlerinde görüntülerde iç işleri bakanımız görüldü.
bu insanlar bakanın yanına nasıl yaklaşabilir ve boy boy resim verebilir?
bu kişilerin suçlu masum olması önemli değil ve tartışmamız gereken de bu değil ama bir idarecinin yanında çevresinde olan insanlar böyle iddialara suçlamalara maruz kalacak kalma ihtimali olan insanları bakanın yanına nasıl yanaşmasına izin verebiliyor?
oysa iç işleri bakanı bu kişi ve onun etrafında olan bakana hizmet eden kişiler bakanın makamını saygınlığını hiç düşünmüyor mu? bu iddialara maruz olacak kişiler hakkında bakanın etrafında olan insanlar nasıl bu kadar bilgisiz olabiliyor?
ya bilgisizlik, liyakatsizlik ya da bilerek bakanı kötü göstermek istiyorlar diye insanın aklına soru gelse, bunu düşünene haksızsın diyebilir miyiz?
iç işleri bakanını korumak demek sadece canlı bomba suikata karşı mı oluyor? sadece bunun için mi bakanın yanına gelene dikkat ediliyor? ne bakanın makamına ne de bakanın şahsi kişiliğine önem verilmiyor. bakanlık sekreteryası tıpkı türkiye cumhuriyeti sınırları gibi, allah'a emanet.
evinde kaç tane suriyeli çocuğa baktığı merak edilen "hiç işleri" bakanıdır. hani doğan çocuklar bolluk bereket falan getiriyormuş ya keşke bu, diğer bakanlar, akp ve mhp li milletvekilleri ve reyisleri evlerinde 10 ar tane suriyeli aileye "kendi paraları" ile baksalar..
