Titredim girerken uzletgâhına
Ey yâdı ölmeyen şanlı kahraman.
Ricalar getirdim kipenahına
Versin o muazzam ruhun itminan.
Esselâm ey ulvî ruhu Süleyman.
Dağlar gibi yeşil giyen askerin,
Tepelerle tekbir alan seslerin,
Her taşında yâdın duran şu yerin
Gözlerimde eski hâli bir duman,
Hayalimde tarih kadar bir tufan.
Kırk canla birsele karşı durmuştun,
Deryaya azminden köprü kurmuştun.
Geçmiş Rumeli'ni kesip vurmuştun.
Olmuştu bunlar değil mi bir zaman?
Devretti yazık ki şimdi asuman.
Üstünde kayboldu salların izi.
Sana geçit veren güzel denizi
Bugün düşman tuttu, kuşattı bizi.
Eyvah oldu, hatta türben de vîran.
Kabrinde öcaldı gölgenden kaçan.
Lâkin civarında şan yeli eser.
Bolayır'dan geçen her yiğit nefer
Andını türbende gelir tazeler.
Çeşmende su içip serinlik bulan
Koşar ateş olsa önünde cihan.
Aylardır kanlara boyandı deniz,
Yıllardır ocaklar kaldı kimsesiz,
Yattığın toprağı vermeyeceğiz.
Milletin böylece and içti inan
Hoşça kal kabrinde, huzurunda kan.
Osmanlı denizcisi. I. Mahmud saltanatında 1737 - 1740 döneminde kaptan-ı derya görevi yapmıştır.
Tersaneden yetişen kalyon kaptanı ve derya beylerindendir. 1737'de "mirimiran" rütbesiyle kaptan-ı derya görevine getirilmiştir. 1740'ta bu görevden azledilmiştir. Deniz işlerini bildiği özel olarak belirtilmiştir.