süleyman hilmi tunahan

    2.
  1. ezanların türkçe okunduğu bir dönemde binlerce gence kuran-ı kerim öğretmiş yüce şahsiyet. dine, zor zamanda hizmet etmiş ululardan..
    41 ...
  2. 5.
  3. süleyman efendi hz. kimdir?

    süleyman efendi, (kuddise sirruh) bir zamanlar bizim sınırlarımız içindeyken şimdi bulgaristan sınırlarında kalan silistrede 1888de (hicrî 1304) dünyaya geldi. hocazâdeler olarak anılan ailesi, fatihin kız kardeşiyle evlendirildiği için fatihin eniştesi olan ve tuna boylarına tuna hanı olarak tayin edilen idris beye dayanır...

    bir medrese âlimi olan babası osman efendi, süleyman efendiyi önce kendisi okuttuktan sonra, o zamanın ilim merkezi olan istanbula gönderir. istanbula gelen süleyman efendi hz., devrin meşhur âlimlerinden ilim öğrenip icazetini alır. sonra, süleymaniye medresesi tefsir ve hadis şubesine girip birincilikle mezun olur. ayrıca giriş imtihanını birincilikle kazandığı medresetül kuzattan (hukuk fakültesinden) de mezun olarak devrinin en yüksek ilimlerini elde etmiş olur.

    tasavvufa hususî bir meyli bulunduğundan, ikinci binin müceddidi (yenileyicisi) imam-ı rabbâni hz.nin yolunu devam ettiren selâhaddin ibni mevlânâ sirâcüddin hz.ne bağlanır ve onun tarafından kendisine manevî irşad salâhiyeti verilir.

    madden ve manen yetişmiş olan bu mübarek zatın en büyük emeli, almış olduğu maddî ve manevî ilimleri ehil olanlara aktarmaktır. bu düşünceyle, bir vaiz olarak bir taraftan istanbulun büyük camilerinde yaptığı vaazlarla yetişkinleri irşada çalışırken, diğer taraftan da talebe yetiştirmeye çalışır.

    ne var ki, o günkü vaziyet buna hiç müsait değildir. tevhid-i tedrisat kanunu çıkmış, medreseler kapatılmış, eskisi gibi dinî ilimler okutulamaz olmuştur. üstelik, okutanları şiddetli ceza beklemektedir.

    süleyman efendi hz., okuduğu ilimlerin unutulmasından korkmakta ve bu ilimlerin unutulmaması için kendisini vazifeli görmektedir. dolayısıyla, aldığı maddî ve manevî ilimleri, ehli olanlara aktarmak emelindedir.

    o zaman, okutmak da okumak da suçtur. onun için ilk zamanlar okutacak insan bulamaz. ilim öğretmek karşılığında ücret almak şöyle dursun, dinî ilimleri okutmak için parayla adam aramaya başlar. ilim öğrenme yaşında kimse bulamayınca, inşaatlarda çalışmak için iş bekleyen amelelere, günde alacakları ücretin çok üstünde para teklif ederek onlara ilim öğretmeyi teklif eder. gelenler olursa da parayı alanlar ertesi gün gelmemektedirler. çünkü, korkmaktadırlar.

    fakat süleyman efendi hz. yılmaz. nihayet, birer-ikişer gelenler olmaktadır. ne var ki, yasak devam etmektedir. açıktan okutmak imkânı olmadığı için, süleyman efendi, izbe ve soğuk mekânlarda, tren kompartımanlarında, şehir içi taksi yolculuklarında, akıl almaz şekilde ilim faaliyetine devam eder. fakat devamlı takip altındadır. neticede zaman zaman karakollara çekilir, işkencelere tabi tutulur. vaizlik belgesi elinden alınır; ama o ilim yolunda devam eder.

    bu büyük azim netice verir ve gayretinin meyvelerini daha hayattayken görür. hükümet imtihanlar açmaktadır. binbir zorluklarla yetiştirdiği talebeleri, açılan imtihanlara katılırlar ve yüzlercesi kuran kursu hocası, vaiz ve müftü olur ve bu millete hizmet etmeye başlarlar. talebeleri, aynen hocalarının yaptığı gibi, isteyenlere dinî ilimleri ücretsiz okuturlar ve okutmaya devam ederler.

    süleyman efendi hz.nin gayesi, üzerinde durduğu husus ve öğrettikleri neydi?

    önce kuranı yüzüne okumak; sonra mânâsını öğrenmek. islâmî ilimleri ehl-i sünnet üzere öğrenip, peygamberimizin yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak. evet, sadece bu...

    o zât, 70 yaşını aştığı son anına kadar kuran hizmetinden hiç ayrılmamıştı. şimdi de, ruhuna sayısız fatihalar gönderilmektedir. bu, her insana nasip olmayan bir devlettir. işte insanın ikinci ömrü denilen budur. peygamberimiz (sav), hayırlı ilim bırakanların amel defterlerine devamlı sevap yazılacağını bildirmiştir. süleyman efendi hazretleri, işte bu devlete mazhar olmuş bir zattır...

    yazar: (bkz: ali eren)
    23 ...
  4. 4.
  5. yurtiçinde ve dışında sayıları bini aşkın yurtlarda, binlerce öğrencinin ilim okudugu müesseselerin emektarı, kurucusu, yaşatıcısı. her zaman adını geriye, hizmeti ileriye sürmüş rahmet okunası ilim insanı.her zaman için siyasetten uzak durmuş, uzak durulmasını istemiştir.o na göre dini ilimlerin siyasetle hiçbir ilişkisi olmamıştır, olmamalıdır.
    20 ...
  6. 6.
  7. yakın dönemin önemli manevi büyüklerindendir.
    14 ...
  8. 17.
  9. kerameti kuran, hadis, fıkıh ve sünnet öğreniminde çok faydalı ve öğrenmeyi kolaylaştırıcı usüller bulması olan alimdir.
    10 ...
  10. 14.
  11. ''hizmet güzel olsun da bizim yerimiz caminin papuçluğu olsun'' sözünün sahibi olan lidermiş. gittiği yolun sevdalısı bir insan olsa gerek.
    9 ...
  12. 9.
  13. kuran-ı kerim okunmasına ve okutulmasına büyük katkılar sağlamış çok saygı duyduğum ama hiç ortamlarına katılmadığım cemaatin lideri.
    8 ...
  14. 13.
  15. her islami yapılanmada olduğu gibi -cı ve -ci gibi takıların kullanılmaması gereken cemaat. kendi hallerinde din-i islam için mücadele ederler. her yerde olduğu gibi bunların arasında da çürük elmalar vardır lakin bu onları kesinlikle kötü etmez.
    8 ...
  16. 12.
  17. öğrencilerine "süleymancı" denmemesi elzem hatta şiddetle gerekmektedir. daha ziyade "süleyman hoca 'nın öğrencileri" olarak anılmaları yeğdir.
    10 ...
  18. 8.
  19. silsile-i saadet zincirinin son halkası olan alim zat.
    9 ...
© 2025 uludağ sözlük