vakar ve tevazunun can bulmuş hâli gibi. eğilip, bükülüyor fakat dayanıklı ve kırılmıyor aynı zamanda.
gölgesinde oturmak, uyumak, yapraklarının rüzgarla nazlı nazlı salındığını izlemek, az biraz şu dünyanın keşmekeşinden uzaklaştırıyor.
sulak topraklarda yetişen, gölgesi yaz aylarında çok serin bir sığınak olan ağaç.
dallarının ortasında yumuşak bir kısım bulnur bu kısım boşaltılarak düdük yapılır.
müslüman türk'ün en saf sembolü. islam'dan önceki türk'ün bozkurt'uyla, imparatorluk çağının çınar sembolü arasında, müslüman türk saflığını ve duruluğunu temsil eder.
bu sembolün en canlı olduğu dönem, osmanlı devletinin kuruluş dönemidir. söğüt kasabasında temelleri atılan osmanlı devleti, imparatorluk haline geldikten sonra saflığı terkedip uzun yaşamayı şiar edinir ve söğütü unutup kendini çınar'la temsil eder.
Özellikle salkım olanı bahar aylarında çok pis şirin yapabilir. Şirin ne diyecek olursanız yapışkan bir sıvı salgılayan küçük bir böcek ağacı baştan aşağı lolipopa çevirebilirler ilaçlama şart. Suyu çok sever suyu içtikçe boy atar üç senede devasa boylara ulaşabilirler.
Bünyesinde bulunan maddelerin çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılması bir yana bu ağacın o "salkım söğüt" hâli insanın psikolojisinin düzelmesi için birebirdir. Sessiz sakin bir yerde hafiften esen bir rüzgârla birlikte bu ağacın gölgesinde oturup o yaprakları izleyen insan rehabilite olur, rahatlar.
çocukluğumdan kalma şöyle birkaç bilgi vereyim:
çocukluğunuza dönüp iptidai yollarla ok ve yay yapıp eğlenmek isterseniz bilin ki en iyi yaylar söğüt ağacının dallarından yapılır. En iyi ok ise kurumuş dikengülü(kuşburnu) dallarından yapılır.
Ok ve yay sizi kesmiyorsa ve yüksek desibelli sesler çıkaran bir borazan yapmak istiyorsanız bilin ki yine doğru ağaca çattınız. Budayacağınız kalın bir söğüt ağacı dalına birbiriyle kesişmeyen ve arasında iki üç santimetre mesafe olan kesintisiz derin bir kıvrım çekerek işe başlayabilirsiniz. Daha sonra ise o kıvrımı bıçağın ucuyla kabuğa zarar vermeden soyup borazan biçiminde sarmalısınız. En sonunda ise küçük bir düdük yapıp o borazanın ucuna yerleştirebilir ve yaklaşık 100 metre uzaklığa kadar etrafta bulunan insanların kafasını dayak yiyene kadar ütüleyebilirsiniz.
Ayrıca bütün bunların yanında, majid majidi'nin insana "kıymet bilmeye" dair güzel şeyler öğreten harika bir filminin adıdır.
Bana ağaç olsun esasen. Çocukken ağaçlarla konuşabildigimi sanırdım. Öyle hayranım hepsine. Gerçe hala benimle konuştuklarını düşünüyorum. Neden olmasın ki?