içerisidir. evet hapishane sözün bittiği yerdir. on gün de kalsanız on yılda söyleyecek tek söz bulamazsınınz çünkü herşey konuşulmuş ve size orası düşmüştür yahut siz düşmüşsünüzdür. ama yine de söz bitmiştir.
şahit olunduğunda şaşkınlıktan söylenecek laf bulunamayan ve öylece bakakalınan olayları tarif eden sözdür. Örnek: bir vatandaşın trafik kazası sonrasında yerde yatan yaralıları cep telefonuyla videoya kaydetmesi.
iki ayrı anlamda da kullanılabilir
birincisi: Gözle görünen hal herşeyi açıkladığından üstüne konuşmak mantıksızlık.
ikincisi: Sana ne söylesem zaten anlamayacak kadar nato kafa nato mermersin en iyisi susmak.
Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki oğlunu kapının önünde beklerken buldu. Çocuk babasına " Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun? " diye sordu. Zaten yorgun gelen adam, " Bu senin işin değil " diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk, " Babacım lütfen, bilmek istiyorum. " diye üsteledi. Adam, " illa da bilmek istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk, " Peki bana 10 milyon borç verir misin? " diye sordu. Adam iyice sinirlenip, " Benim, senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi derhal odana git ve kapını kapat. " dedi. Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı. Adam sinirli sinirli, " Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder? " diye düşündü. Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, " Belki de gerçekten lazımdı. "...
Yukarı çocuğun odasına çıktı ve kapıyı açtı. Yatağında olan çocuğa, " Uyuyor musun? " diye sordu. Çocuk " Hayır. " diye cevap verdi. " Al bakalım istediğin 10 milyon. sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim. " dedi. Çocuk sevinçle haykırdı, " Teşekkürler babacım..."
Yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı. Bunu gören adam iyice sinirlenerek " Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?...Benim senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok! " diye kızdı. Çocuk " Ama yeterince yoktu" dedi ve paraları babasına uzattı;
kelimelerin kifayetsiz kaldığı, görülenlerin söze gerek bırakmadığı yerdir kuşkusuz. belki de en hissiz olduğunuz, tüm hücrelerinize kadar kaskatı kesildiğiniz zamandır. tıpkı sevgilinizin barışmak için 40 takla attıktan 2 gün sonra onu bir kızla yemek yerken görmeniz, yine telafi etmek için bir tek amuda kalkmadığı kalmışken 2 gün sonra o kızla nişanlanacağını öğrenmeniz gibi.
gösterimi ancak tek tük bazı sinema salonlarında olmuş bir türk filmi.
(vizyona girdiğinde bir arkadaşımla bu filmi izlemeye gittiğimizde bizim haricimizde 2 kişi vardı salonda ki bunlar "sinemaya gönül vermiş"o karanlık atmosferin verdiği duygusal havadan yararlanmak isteyen bir çiftti.)
filme geldiğimizde,aslında klişe bir senaryo var.hasta bir çocuk,palyaçoluk yaparak ona hem babalık hem annelik yapmaya çalışan bir baba,kocasını ve çoçuğunu terk etmiş bir anne var filmde.anne daha sonradan zengin biriyle evlenmiş hayatında yapmak istediklerini yapmıştır ancak çocuğuna da daha iyi imkanlar sağlamak için seneler sonra onu geri almak istemektedir ki bu geri alma velayet davası şeklinde filmin sonlarına doğru mahkeme salonunda filmin en etkileyici sahnelerinden birini oluşturmaktadır.bu sahnede başrol oyuncusu mehmet özgür köksel'in çok çok iyi performansı bütün filme yansımış hatta filme emek verenlere saygısızlık olmasın ama belki de amiyane tabirle tek başına filmi götürmüştür.
türk sinemasının geleceğinin pek parlak olmadığını gösteren film ajitasyon hat safhaya ulaştığına tanık olduğum bana göre türk sinamasına pek bişey getirmeyeceği gibi daha iyi reklam yapılabilse çok paralar kazanabilecek ama dediğim gibi o durumda türk sinemasında ajitasyon filmlerin patlamasına neden olcak film (bkz: diğer bir degişle beyaz melek 2)
artık tek kelime etmek istemediğin, inatla edilen son bi kaç sözün ise durumu daha da mahvettiği andır. tek yapılması gereken susmaktır. yapabilirsen tabi. yolun bittiği yerle aynı noktaya tekabül eder. ya uçurumdan atlarsın ya da geri dönersin.
amatör ruhunu filmin başından sonuna dek başarıyla taşımış filmdir. içinde yoğun bir acı ve birbirinden kopuk onca sahne barındırmaktadır, kesinlikle zaman kaybıdır.
kelimelerin kifayetsiz kalması. mesela hüseyin üzmez in 14 yaşında ki kız çocuğuna tecavüzü, mesela, 17 aylık bebeğe tecavüz. mesela, rte nin davos ta gider yaptığı an.
mesela rte nin şehitlerden kelle diye bahsetmesi. mesela, seda sayan ın daha 1 ay önce, ben muş geliniyim demesinin hemen ardından sivaslı başka bir türkücü ile evlenmesi ki kendisinden 50 yaş küçük, ve sonra türk televizyonlarını, başka derdimiz yokmuş gibi habire düğün-düğünler yaparak-göstererek işgal etmesi. gibi gibi gibi uzar gider..
