başlık altında aranmayacak, aranması hata olan seviyedir. burda dikkat edilmesi gereken nokta, kişinin sözlüğe ne amaçla geldiği, hangi akla hizmet olarak kullandığıdır. kimisi: sözlük bana karı bu lan allahsızgibi abazan bir mantaliteyle gelir avcunu yalar gider. kimi bilgi paylaşmak için gelir taktir edilir. kimi öğrenmeye okumaya gelir ve tatmin olabilecek kadar bilgiye sahip olur vs vs....
burda şunu iyi idrak etmek gerekir; sözlük tek kişilik bir oluşum ya da tek bir fikir üzerinden kullanılan bir sanal platform değildir. sözlük çoğunluğun emeği ile sözlük olmuştur ve bu oluşumun kültür seviyesini ölçebilmek gibi bir hakka sahip olabilmen için bütün yazarları yetmişyedi silsilesi ile tanıman gerekir. bu ihtimal de namümkün olduğu için sözlüğün kültür seviyesini sorgulamak kimseye düşmez, düşemez.
her yazar birey kendi kültür seviyesini yüksek tutar, kendini geliştirirse yeterince, sözlüğün kültür seviyesi ile bir soru da, sorun da kalmaz. böyle geniş bir mozaik ortamın da böyle bir şeyi sorgulamak konya ovasında iğne aramak kadar gereksiz bir eylemdir.
aslinda sozlugu insan olarak dusunup sol frame den akanlari da onun beyninden gecen dusunceler oldugunu ve hangisini cok fazla dusundugunu de entrylerden anlayacagimizi kabul edersek, su an icin evet sozluk un entellektuel durumu pek de ic acici degildir, ancak varsayimsal olarak sozluk insan olarak kabul edilmisse yasi da hesap edilmelidir. su an icin belki cocukluk donemini yasayan sozluk un aklindan bir suru abazan dusunce gecebilir ama yasi ilerledikce dunya ile ilgili bir bakis acisi oturtacaktir ve gercekten bir birikime sahip olacaktir. bu noktada da ilerleyen yillarda gercek degerini alacak olan entryler olacagini varsaymamiz gereklidir. suan belki silinip gecen sol frameden isik hizi ile asagi inen entryler ileride sozlugun bilinclenmesinde buyuk bir rol oyanayabilir. ek olarak buraya aslinda sozlugun gelismesinde yazarlarin gorevi diye bir baslik acmak belki de iyi bir fikir olabilir. cunku sozluge seklini ve semalini verecek olan yazarlardir. bu nedenledir ki, hemen sozluk hakkinda karar vermek yanlistir, yorumlari biraz daha uzun donemi baz alarak yapmak gerekebilir. acele etmden, sakin sakin.
şu an itibariyle acaba sandığımdan aşağıda mıymış, diye düşündüğüm seviye..
sözlükte birileri, birileri ile hesaplaşıyor. sözlükte yeniyim; kim kiminle ne için hesaplaşıyor, bilemem. ama okuduklarımdan bazı çıkarsamalarım olabilir..
asıl anlayamadığım; yazmak, yazarak sahip olduğumuz bilgi ve yetenekleri artarmak için buradaysak, niye anlatmak istediğimiz şey için beynimizin, dilimizin gücü yerine, başka bir uzvumuzun gücünü kullanmayı tercih ediyoruz.
insanlar yüzyüze kavga ederken, küfür ederler ve tepkisi aynı anda gelir, hatta küfüre konu eylemi bile gerçekleştirmeye kalkabilirler, böyle bir şansları vardır.
ancak bu ortamda yapılacak kavga, tartışma, adı her ne ise beyin gücüyle, bilgi gücüyle ve anlatım gücüyle olmalıdır. böylesi daha gerçekçidir. bu şekilde birisini alt etmek daha mümkündür. yoksa nolacak, sahip olmadığım uzvu kullanarak bende bi milyon tane küfür edeyim.. benim o uzvumun olmamasının bir önemi var mı? yok... zaten sadece laf bu, yapan değil çok söyleyen kazanacak sanki...
tabii, ben ve benim gibi bu durumdan rahatsız olanlar sözlüğe girmezler yada girip sadece yazacaklarını yazıp okumadan çıkabilirler, böyle bir özgürlüğümüz var.. var da niye arkadaşlar?
özetle * in altına bile saklanmış ise seviyesizlik ifade eden ve komik bi yanı olmayan anlatımlar görmek istemiyorum, sanırım benim gibi düşünen bi kaç kişi daha vardır...
ayrıca başkaları gibi iki saniyede yarattığım düşünülen kavramdır. entry ile beraber anlatım bozukluğu veya herhangi başka bir hata olmasın diye 2-3 dakika inceledim yavrum ben başlığı. öyle oluyor yani.
yazar sayısı ile girdikleri entry sayısının harmonik ortalaması alınır. bu ortalama sözlükte en çok bulunulan saat dilimi ile yorumlanır. ardından gözümüze çarpacak olan seviye bir kişinin kültür seviyesiymiş gibi düşünülüp empati kurulur. tatmin olunduysa sonuç yanlış, tatmin olunmadıysa sonuç yine yanlıştır. *
Gayet kozmopolit bir yapıya sahip sözlüğün bilgi birikimi ve hayata bakış açısını gösterir seviyedir. Bir mozaik gibidir adeta. En saçma giriden en spesifik olanına kadar hepsi kültürün bir parçasıdır.
Benim kanaatim yazarların bilgiyi de, öğrenmeyi de, geyiği de aynı oranda sevdikleri yönündedir.
Sol frame her ne kadar farklı kutupların hesaplaşmalarına sahne de olsa (örneğin tayyipçiler ve anti-tayyipçiler) konuşan sözlük konuşan Türkiye demektir. Konuşan Türkiye ise gelişim demektir.
Önemli olan beğenmediğimiz fikirlere dahi belli bir saygı çerçevesinde yaklaşmaktır.
Bunca kültürel açıklamadan sonra artık hinoğluhin entrylerimi girmeye başlayabilirim.
şu sıralar diplerdedir. sol framede kız,sevgili,seks,hatun,erkek,türban,bekaret kelimesi geçmeyen çok az başlık var. eh yazarlar memnunsa bize bok yemek düşer. ha, bi gün gelir o bok seviyesizlere yedirilir,o ayrı.