uludağ sözlüğün en iyi yazarıdır. bu mevkiye yazmakla erişir. benimdir. hepiniz gülüyorsunuzdur şimdi ama dalga geçer gibi. "ahahah.... sen mi? bu kim lan?" falan. şimdi arkadaşlar, her ortamda bu vardır ama ben sözlük için örnek vericem: yazar vardır, ve diğerleri vardır. şey gibi düşünün bunu, san andreasta carl var, ryder var, sweet var big smoke var bi de sokaktan geçen diğer adamlar var. iki grup da san andreas karakterleri. ama öyle olmuyor bu işler.
mesela bizim kurs vardı, orda okuyordum ben. tabi, normal olarak. napicam yani. ve herkes bizim sınıfa gelirdi. hani sanki bizim sınıf ve diğerleri var. sözlükte de bu durum kabarık bi şekilde gözükür. yani mesela bi rumeli71, oytunkaran, tengirbudun, zall ve diğer adı çok anılan böyle ünlü yazarlar var bi de benim gibi diğer yazarlar var. işte bu "diğer" olmak, çaylaklıktan daha alt bi mevki. şöyle düşünmenizi istiyorum, kizlarsoruyorda soru yazarken kategori seçimi var. magazin, futbol falan zart pırt ve orda en az seçilen kategori var. o kategoride yazınca bile sizi ödüllendirebiliyorlar sitede. fakat bi de "diğer" kategorisi var. orda boş-boş yazıyorsunuz ve sitenin umrunda olmuyor. şöyle düşünün:
admin: "merhaba." x kişisi: "size de merhaba." admin: "siz hangi kategoride yazıyorsunuz." x kişisi: "diğer" (gülme efekti) admin: "hıı pekii" (bıyıkaltından gülmektedir, gerçi kızdır ama bıyıkları vardır çünkü kezbandır)
işte bunu da öyle düşünün arkadaşlar. mesela, ben nerdeyim şuan. evdeyim. evde 2 odamız var. üstümde kazak altımda bi şort var. sol ayağımdaki çorabın altı üstü delik-deşik. peki sizce tengirbudun şuan nerde? durun tahmin ediyim, villasının üst katında balkondan durmuş etrafı seyrediyor, sol elinde viski bardağında kırmızı şarap(fantezi yapıyor) kırmızı röpteşambırının böyle cebine sağ elini sokmuş viskiyi içip "hıffssss" diye nefes alıyor ve uçan kuşları seyrederek "hayat kısa" diyor felsefe yapıyordur.
ya da mesela, siz nerden yazıyorsunuz? herhalde bilgisayardan. peki sizce tengir budun nerden yazıyordur? durun ben tahmin ediyim, yatak odasında büyük bir ekran var. böyle bir teknoloji. röpteşambırı, sol elinde viski entry giriyordur ama öyle gelişmiş bir teknolojisi vardır ki adamın, düşüncesiyle giriyor. yani düşünüyor otomatikman yazılıyor öyle bir seviye. ve adam mesela entry giriyor elalem "tengir entry girmiş!!" fakat, biz entry girince kesin tengirbudun, "ahahahah...." diye kötü gülüşü yapıp "fakirler....entry giriyorlar" falan diyordur yani. çünkü onunki entry, bizimki tabiri caiz ise entari.
hatta şöyle düşünün zavallı oytunkaran, bu seviyeye gelebilmek adına 100bin tane entry girmiş. bi düşünün yani. mesela tengirbudun başlığına bakın, adam en iyi yazar mı acaba diye tartışanlar var. sayfalarca. "tengri bize but ihsan eyle ahahahah" deyip gülenler mi dersin, "tengir en iyi yazar" diyenler mi dersin, "aslında hepimiz birer tengirbudun değil miyiz?" diyenler mi dersin....
ama bir de diğerleri vardır. mesela onların nicklerinin başlığında, "bir yazar" yazıyor. lan ben de biliyorum adamın bir yazar olduğunu. kimse adama çaylak ya da iki yazar demedi ki lan....
şimdi tamam da bunların senin en iyi yazar oluşunla ne alakası var diye sorabilirsiniz. işte ben bunu fark ettiğim için bence ben en iyi yazar olmayı hak ediyorum. sizce de öyle değil mi?
hani diyor ya, "bir zamanlar bir atsız varmış" "var olsun" diyecekler. ya bir zamanlar bir muhammed varmış var olsun derlerse? olamaz mı? ya derseniz, mesela....?
iddia ediyorum ki sözlüğün en iyi yazarı benimdir. neden? çünkü yazdıklarım okunur kimi yazar beğenir kimi yazar beğenmez ama bu benim iyi bir yazar olmadığım anlamına da gelmez. evet.
"muhakkak ki onlar spartali'nin en iyi yazar olduğuna inanmadılar. Onların gözleri vardır görmezler, kulakları vardır duymazlar, kalplerinde kaşe vardır. Ey yazarım (habibim) deki siz argoya sapmış bir topluluksunuz, şüphesiz Zall'ın çaylaklık cezası çetin olandır"