sozluge uye olunuş amacıyla hiç uyuşmayan bir şekilde yazarın sozlukte bulundukca hissettigi yorgunluktur
belki sozlugu gereginden fazla ciddiye almaktan belki de sozluk için mükemmeli istemekten kaynaklanır, orası bilinmez ama bir sandalyede oturup parmakların klavye üstünde gezinmesinden cok daha fazla yorar sozluk insanı, sozluk içinde gelişen olaylar ve daha bir cok sey, iş böyle olunca belki sozlugu azaltmak gerekir, belki de sıkı sıkı sarılmak çözümü bulunamaz iki arasında gidip gelinir, yazma şevki kaçar sadece okunmakla yetinilir, okunulanlardan da cogu "aha lan işte bu" diye bir sey söyletmez insana, daha baslık acılırken içine yazılmıs seyler üç aşagı beş yukarı tahmin edilir
yazılacakların tahmin edilebilmesi de, belki bir kalıba sokulmuş yavan cümlelerden kaynaklanır, ama kesinlikle suc yazarlada degil, bu işin ruhunda bu var, belki de tek satırlık uludag sozluk olmasından şöyle zevkle bir seyler okuyamamaktan kaynaklanır.
tabiki "sen yaz da okuyalım" demek en basit cevap ve kolaya kacmaktır, ama dogrudur, yorulan bünye de bunda sucludur, ama elinden geleni yapacak takati kalmamıştır artık, yorgunluk her tarafını sarmış, eli klavyeye bile gitmez olmuş, mouse klikleriyle sozlugu gezer olmustur
artık bu bünyeyi tatilden baskası kurtarmaz, büründüğü sanal adamdan gercek insana dönüşmesi gerekir, sadece sozlugu degil, msn'i, interneti belli bir süre bırakması gerekir, kafasını dagıtıp biraz daha gercek konulara belki hayatına, belki sevdiklerine, belki de sadece kendisine ilgi göstermesi gerekir, radyasyondan sulanmış beynini daha mantıklı bir şekilde bugünü ya da geleceği için yorup hayata sarılması gerekir, çünkü ne sözlük ne de internet hayat degil, hatta hayatın büyük bir bölümünü kapsayacak kadar önemli bir sey bile degil
önümüzde çok büyük bir örnek durmaktadır; ekşisözlük. bu konu ile alakalı olarak nasıl bir örnektir bizim için? sözlüğün insanlar üzerinde, yaşamları üzerinde, ilişkileri üzerinde nasıl bir etki yaptığını görebilmemiz açısından çok iyi bir örnektir. 1999 senesinden itibaren yayında olan ev bünyesinde bir çok yazar barındıran bir sözlük, uludağ sözlük açılana kadar okur olarak takip ettiğim ve az da olsa bu zaman diliminde bir sözlüğün insanları nasıl etkisi altına aldığını gördüğüm, uludağ sözlükle birlikte bir yazar sıfatı ile bu izlediğim fasit dairenin bir küçüğüne yavaşça girdiğimi gördüğüm bir durum ortaya çıkmaktadır.
sözlük önceleri sadece boş vakitleri doldurmak, evde internette dolanırken vakit öldürmek amacıyla üye olunmuş fakat zamanla tüm dizginleri yavaş yavaş eline alarak kişinin zaman üzerindeki kontrolünü de ele geçirebilecek yetiye sahip bir oluşum. çünkü işin içinde insan var, ilişkiler var, fikirler-düşünceler var, zıtlıklar ve paylaşımlar var. insan iki şekilde yorulur. birincisi fiziksel yorgunluktur, saatlerce bilgisayar başında oturur yorulursun ama akşam iyice bir uyursun, dinlenirsin geçer. fakat diğer bir yorulma şekli beyinsel yorulmadır, işte o öyle kolay kolay geçmez çünkü kolayca dinlenemez. sözlük beyinin en çok çalıştığı, her türlü düşüncel ve duygusal olgunun az veya fazla bir şekilde yaşandığı bir platform. zamanla sözlükle yaşanan bu paylaşım arttıkça beyinin de yorgunluğu artıyor. bu arada zaten sözlüktek kopamayan, gittikçe saatlerini sözlüğe harcayan kişi daha da yoruluyor ve bir noktaya geliyor ki artık sözlüğün içinde yaşanan hiçbir şeye mukavemet gösteremez hale geliyor.
sözlüğü bu kadar hayatımızın içine sokmak, fiziksel ve duygusal hazlarımızı, ihtiyaçlarımızı sözlük vasıtasıyla gidermeye çalışmak hayatın gerçeklerini ve dışarıdaki oksijeni kaçırmamıza neden oluyor. biraz soluklanmak, biraz mola vermek, günde bir kutu sigara içmek yerine üç-beş tane yakmak gereklidir. haa sen yapıyor musun dersen, hayır derim.
sözlükten uzak durmakla çözülecek durum. ama bu başlığa ilk entrylerin 2006 da girildiğini ve sözlüğün şu anki durumunu düşündüğümüzde sözlük bünyeyi yormuyor da sorunlu bünyeler sözlüğü yoruyor diyebiliriz.
manen: sonunda okunacak bir başlık buldum diyerek tıklanan başlığın içeriğinin de maalesef birileriyle/birbirleriyle atışma amacıyla yazıldığını görünce hissedilen psikolojik bitkinlik halidir.
madden: uzun süre bilgisayar başında oturmaktan kaynaklanan ve kendisini sırt, boyun, baş ve göz ağrısı olarak gösteren fizyolojik bitkinlik halidir.