gerçek hayatta gitgide yalnızlaşan sözlük yazarının, insan ihtiyacından doğan yalnızlık yanılsaması...
bu yazar, sözlüğe tıpkı bir insana yaklaşır gibi ihtiyatla yaklaşır, zamanla bir-iki kişisel konusunu ileti olarak yazar; sonra gittikçe açılarak tüm hayatını sözlüğe dökmeye*, sözlükten bir şeyler istemeye*, sözlüğe dert yanmaya* başlar...
sözlük o yazar için yavaş yavaş bir arkadaşa, bir sırdaşa dönüşür; hatta zamanla sözlüksüz bir an bile geçirememeye, gün içinde olan biten her şeyi sırf sözlüğe anlatmak için aklında tutmaya başlar. sözlüğün doğum gününü haftalar öncesinden hesaplar, rüyalarında ileti girer...